Bir Fenerbahçe Anayasası İçin Öneriler
Malum, meclis 30 yıl sonra sivil anayasa yapma derdine düşmüş, anayasa komisyonu orda burda toplantılar yaparken, kendisini Cumhuriyet telakki eden bir camianın da artık kulübün yönetim usulünde köklü bir değişiklik yapma zamanı geldi diye düşünüyorum. Kulüplerin anayasaları bilindiği gibi tüzükleridir. Kulübün işleyişi, yönetimin seçimi, denetlenmesi işlemlerinin hepsi tüzükte açıklanır. Dolayısıyla bizim Fenerbahçe anayasasından anlayacağımız kulübün tüzüğünü çağın gereklerine uygun, bir spor kulübü olmanın ötesine çoktan geçmiş canlı ve devasa bir organizasyonun ihtiyaçları doğrultusunda değiştirmektir. Benim önerdiğim şeyler doğal olarak kişisel görüşlerim, ama niyetim bunlar doğrudur, bu iş budur şeklinde bir hüküm vermekten ziyade canlı bir tartışmayı başlatabilmek.
Önereceğim pek çok şey hayali bulunabilir, ya da Türkiye gerçeklerine aykırı bulunabilir ama unutmayalım ki John Stuart Mill "genel oy" prensibini önerdiğinde ya da Mary Wollstonecraft kadınların oy kullanması gerektiğini söylediğinde bunlar da hayal sayılmıştı, hayal etmekte yarar var o yüzden. Yorum olarak kişisel önerilerinizi de ekleyebilirsiniz, varsın hiç bir şey değişmesin en azından bir Fenerbahçe Anayasa'mız olmasa bile Fenerbahçe ütopyamız olur fena mı ? Başlayalım önerilere.
1-Fenerbahçe Spor Kulübü kendisini Fenerbahçeli olarak tanımlayan, Fenerbahçeliliği kimliğinin ayrılmaz bir parçası olarak telakki eden, ırk din, dil cinsiyet, sosyal statü farkı gözetmeksizin herkesindir.
2-Kulüp üyeliğine giriş ücret mevcut 10.000 tl den 1.000 ya da 500 tl ye indirilmeli, üye aidatları ise aylık düzenli olarak 50 tl olarak tahsil edilmelidir. Fenerbahçe’nin mevcut üye sayısının ilk olarak 100.000 on sene içinde de 500.000 kişiye çıkması ancak böyle sağlanabilir. Üyelik giriş aidatını yüksek tutup, yıllık ödemeyi sembolik tutmaktansa girişi kolaylaştırıp aylık aidatları anlamlı bir seviyeye çekmek kulübün salt üye aidatlarından çok ciddi bir gelir elde etmesini sağlar. 10 sene sonra 500.000 kulüp üyesinin aylık aidatını 50 tl den düzenli olarak ödediğini farz edersek yıllık 162 milyon dolar sadece üye aidatlarından kulübe gelir sağlanır. Kulüp taraftarın kazancından %10 vergi istese sorgusuz sualsiz bunu kulübe verebilecek kadar manyakça bir bağlılığı olan bir taraftar grubu için kulübe üye olup aylık aidat ödemek çok da zor gelmeyecektir.
3-Kulübü yönetmeye talip başkan adayları yönetim kurulu listelerini yaparken Fenerbahçe’nin faaliyet gösterdiği tüm branşları yönetecek kişileri de kulüp genel kurulunun bilgisine sunmalıdır. A kişisi aday listesinde futbolu basketbolu voleybolu masa tenisini kimin yöneteceğini seçim listesinde belirtmeli ve kulüp üyeleri bu adayları bilerek seçim yapmalıdır. Branş yöneticileri yönetim kurulunun doğal üyeleri olup branştaki idari kadroları belirleme yetkisine sahip olmalıdır.
4-Kulüp faaliyet gösterdiği bütün branşların bağlı olduğu uluslararası federasyonlarda daimi bir temsilci bulundurur. Bu temsilci profosyonel bir halkla ilişkiler ya da iletişimci olup yönetim kurulunun dış ilişkiler sorumlusu ve her branşta kulübün o dalda simge olmuş uluslararası saygınlığı olan bir sporcusuyla eşgüdümlü olarak bu ilişkileri birlikte yürütür. Yani somut örnek verelim. Kulübün Cev’le ilişkilerini Lüksemburg’da Fenerbahçe için çalışan ve daimi olarak orada bulunan bir profosyonelle birlikte, kulüp yönetiminin dış ilişkilerden sorumlu üyesi ve diyelim Çiğdem Can Rasna’dan oluşan bir üçlü yönetmelidir. Kulüp bu anlamda bu görevi yapacak eski sporcularını bu göreve hazırlamak, sporu bıraktıktan sonra sporcuların idari görev yapabilmeleri için kendilerini yetiştirme ve geliştirmenin önünü açmalı bu yönde sporcuları teşvik etmelidir.
5-Fenerbahçe’nin yayın organları olan televizyon, radyo, dergi mevcut bulunan yönetimlerin propaganda makinesi değil Fenerbahçe’nin her renginin temsilini sağlayacak konumda olmalıdır. Seçim zamanında başkanlığa aday olan birisi bu televizyon ya da radyoyu mevcut yönetimle eşit oranda kullanır. Televizyon ve radyo yönetimi yönetimden özerk olup editoryal bağımsızlığa sahiptir.
6-Yönetim kurulunda ilk etapta %30 kadın kotası koyulmalı uzun vadede yönetim kurulunda kadın temsil oranı %50 oranına getirilmelidir. Ayrıca yönetim kurulu profilinin yaşlı zengin kalantör görünümlü insanlardan ziyade daha genç sabit geliri olan insanlardan seçilmesi bu doğrultuda bir temsiliyet sağlanmasının da üzerinde durulmalıdır.
7-Kulübe bağış adı altında olsa bile kişisel olarak belli bir miktarı geçecek nakdi yardım yapmak yasaklanmalı kişilerin ekonomik nüfuz kullanarak kulüp içinde ağırlık artırma taktiklerinin önüne geçilmelidir. Fenerbahçe’nin özkaynakları doğru yönetilirse zaten kişilere muhtaç olmadan kulübü dünya kulübü olma seviyesinde tutacak düzeydedir.
8-İl ve ilçelerde bulunan Fenerbahçe dernekleri kulübe üye kayıt etme, seçim zamanı oy kullanılacak ortam ve mekan sağlama gibi yetki ve sorumlulukla donatılmalıdır. 500. 000 üye hedefi tutarsa takdir edilebileceği gibi bu insanların hepsinin İstanbul’da seçime katılması beklenemez. Her ilde bir Fenerbahçe derneği bulunduğuna göre bu dernek yönetimi tarafından tesis edilecek seçim komisyonunca o ilde bulunan Fenerbahçe üyeleri oy kullanabilirler.
9-Fenerbahçe Üniversitesi gibi mevcut YÖK sistemine entegre saçma sapan bir üniversite kurmak yerine yarı akademik yarı think-thank niteliğinde bir Fenerbahçe Araştırmaları Merkezi kurulmalı bu yapı içinde kulübün tarihi, spor hukuku, spor yönetimi, sporcu sakatlıkları, kulüp müzesi gibi konularda yönetime telkin ve tavsiyede bulunacak ve de akademik yayınlar yapacak bir yapı oluşturulmalıdır.
10-3 Temmuz 2011 gününden sonra kulübe operasyon başladığı anda kamu görevinde bulunan başbakan, içişleri bakanı, emniyet müdürü, savcı, hakim dahil olmak üzere kulübe yapılan linçe örtülü ya da fiili olarak dahil olan kişilerin kulüp üyeleriyse üyelikten çıkarılması , kulübe bağlı herhangi bir mekana, kulübün evsahibi olduğu herhangi bir sportif organizasyona girişlerinin ömür boyu engellenmesi sağlanmalıdır.
Anayasalar toplumu örgütlemek farklı sınıflar arası çıkarı optimum noktada dengelemek için yapılır. Bizim işimiz daha kolay aslında ihtiyacımız olan şey bu kulübü ayakta tutan taraftarın sevgisini, aşkını örgütleyebimek. Bu aşkın dinamizmini, bu tutkunun potansiyelini kulübün işleyişine katabilmek. Bu örgütlenmeyi düzgün yaparsak hem dünyanın en büyük spor kulübü olma potansiyelimiz hem her tarafından adaletsizlik akan bu ülkede bir vaha olma şansımız bulunmakta.Ece Ayhan'a kulak verelim "Aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler"
14 Haziran 2012 11:07
2 ve 10 numaralı maddelere kesinlikle katılıyorum,kulübe üye olmak ve sürdürülebilir bir şekilde olmasını sağlamak çok önemli;tabiki hafızayı sürekli taze tutmak gerekli, bu 3 temmuzdan sorumlu kişileri ve kurumları müzede bir şekilde ifşa ediyor olmalıyız.
14 Haziran 2012 13:23
Altına imzamı atarım. özellikle şube yöneticileri ve federasyonlarda temsilci bulundurma kısmı mükemmel fikirler.
20 Haziran 2012 13:21
Bende şöyle bir öneri söyleyebilirim bu konuyla bağlantılı değil ama olsun.
Kulüp yöneticileri zor zamanlarda taraftarların yüreklerini ortaya koydukları organizasyonlarda bulunmalıdırlar.