Teşekkürler ve Teşekkürler



1907 UNIFEB tarafından her yıl yapılan "Aydınlık Gelecek Ödülleri"nde 2011 yılının en iyi Fenerbahçeli Blogu Papazın Çayırı seçildi. 2010 yılında da aynı klasmanda birinci seçilmiştik. Elbette bu ödül bizim için çok değerli. UNIFEB'e ve Oy kullanan herkese çok teşekkür ederiz. Ama bu kadar demek olmaz, en azından papazincayirinda bir yazı 4 satırda biterse, hakkınız kalır, o yüzden şöyle aşağıya bir geçelim hele:

Eğer bir gün tarihçiler 2011 yılını değerlendirirse karşılarına mezarlık gibi bir tablo çıkacak. Biber gazı ile ölen Metin Lokumcu'dan, kendi polisinden dayak yiyen Vanlı Depremzedelere, çadırda ölen çocuklardan Uludere'de üstlerine F-16 bombası atılanlara, tutuklanan gazetecilerden, PKK Terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla ifadeye çağrılan MİT Müsteşarlarına, akıl almaz, cinnet geçirmiş bir ülkenin bütün renklerine bakıp, gözü sulanmadan durabilecek bir tarihçi yine de, her şeye rağmen, Fenerbahçe taraftarını, büyük, kalın, altın harflerle bir yere not düşecek.

Diyecek ki, bunca zulmün ortasında dimdik duran bir onlar vardı.

Çünkü neler gördük? Ateşin korunda görevi bırakıp gidenleri, arkadaşları hapse atılırken "suçları gazetecilik değil!" diye manşet atanları,

Bavulla kendisine gelen "bulgular"ı gazeteye sürmanşetleyip, yalanını riyaya, riyayı iddiaya, iddiayı da davaya çevirenleri.

Bir haşin güç mücadelesinin ortasında koltuk kapma yarışı yapılırken, piyon olmaktan bir an geri durmayanları gördük.

Gördük ki, gücün merkezinde oturan adam bir hafta hasta olduğunda, partisi arkasından tef çalıp oynayabiliyor, "ben kimseye biat etmem" diyenden Cumhurbaşkanına mektup yazanına kadar çirkin bir kakafoni kendi sarayını bile sallayabiliyor.

Gücün karşısında hakkı değil, menfaatini savunanları gördük. Üstüne giydiği formayla zulmün bir parçası olmayı, hazır rakip düşmüşken bir tekme daha atmayı maharet sayanları. Nefretle gözleri kararmışları, ateş sönmeden yangından mal kaçırmaya çalışanları, yargısız infazı hukuk sananları.

İspiyoncular, iftiracılar, infazcılardan mürekkep taburlar gördük. İnce ayarlı bakanlar, kurgu bozulur diye hayıflanan başkanlar, en alçakça iftiraya bakıp aklan da gel diye bağıran taraftarlar.

"Kadın mı kız mı belli değil" diye bağrılan Dilşat'ın 20 polis tarafından dayak yiyişini de, maruz kaldığı işkenceye isyanını "Ben anama diyemedim" diye ağlayarak gösteren avukatları da,

Öğrenciler - yığın yığın- Dolmabahçede, İstanbul Üniversitesi'nde, ODTÜ'de.. Biber gazı yerken.

Köylüleri gördük, öğretmenleri, işçileri.. Yerlerde sürüklenirken.

Bunca zulmün ortasında, yeter diyen kaç kişi vardı?

Topuk yaylasını bundan sonra kim unutabilir? 10 Temmuz, Bağdat caddesi. Yalnız "Gerekirse mermi kullanabilirsiniz" diyen amiri değil, biber gazının üstüne koşan gencecik kızları hafızamızdan kim silebilir?

İsimsiz kahramanlardan bir ordu geldi. İsimsiz ama nasıl afilli. Üstlerinde sarı-laciler, Lefter'in cenazesinde, Kadıköy meydanında, Taksim'de, her yerdeler.

Silivri'nin önünde "sana söz baharlar gelecek" pankartı açan kardeşimizin kalbi bizden uzak mı? Mehmetçik Basri'nin resmini bayrak yapan, Mehmet Ağar'ın "delege" olduğu kongreye gidip basın açıklaması yapmaya çalışan, bir Ağustos akşamı isyan duygusuyla stadın önünde sözleşmeden buluşan,

Lubeler, Ebrular, Tolgalar, Cihatlar, Ahmetler, Apolar, Barışlar adınızı sayamıyorum bile. Binler, onbinler, insani deli eden, insanın aklını başından alan kalabalıklar.

Tarihçiler mutlaka bakacak, bakacak ve diyecek ki Fenerbahçeliler zulme karşı direndi.

3 Temmuz'dan beri bu ülkede adalet isteyen milyonlar var. Onlardan başka kim istedi? Kim doldurdu sokakları? Bu özel yetkili düzeni, bu özel hukuk rejimini, fasaryadan teknik takipleri kim paçavraya çevirdi? Kimin gücü bu isimsiz binlerin sessiz haykırışı kadar gönüllerde yer etti?

Medyanın bombardımanına maruz kaldınız. En alçakça propaganda tekniklerine. Kendisine verilen her kötü şeye inanmaya hazır binlerin karşısında "gerçek" diye diye kurudunuz kaldınız. İşyerlerinde, okullarda, sınıflarda, sokaklarda üstünüzdeki sarı lacivert formayla, Berlin'de dolaşan bir yahudi gibi ayrımcılık şerbetinden tattınız.

Öteki olmayı, birlik olmayı öğrendik, öğrettik, en acı yoldan.

Adalet. Ne büyülü bir kelime, ne çok yakışıyor ağzınıza. Aziz olan ayrıcalık değil, Aziz olan Adalettir diye çıktınız sokaklara. Haluk Ulusoy'u, Mehmet Ağar'ı, binbir dalaverelı adamı içlerine sindirenler linç talebiyle bağırırken, adil yargılama diye çektiniz sınırı. Masumiyet karinesini, soruşturmanın gizliliği ilkesini, hukukun temel bileşenlerini tek tek öğrettiniz en kaba kafalara, çivi gibi vura vura.

Sokaklara bakın 2011 yılında "adalet" isteyen sizden daha güçlü, daha kalabalık, daha halis kim kaldı?

Bir eylül akşamı 46.000 kadın ve çocuk sokakları doldurduğunda bir anda oyunlarını bozdunuz. Yapamaz sandıkları her şeyi yaptınız. Size düşman gösterecekleri bir öteki bırakmadınız. Alevi, sünni, hristiyan, yahudi, türbanlı, solcu, sağcı, Kürt, Türk, genç, yaşlı filinta gibi doldurdunuz stadı. Yanyana oturdunuz, birlikte bağırdınız, hep beraber ağladınız.

Bizim bir hikayemiz var. Tarihçilerin yazacağı türden.

Biz kimliklerimizin ötesinde birleşmeyi öğrendik. Trajedilerimiz oldu, hikayelerimiz, cephelerimiz, mücadelemiz. Adalet istemenin ne demek olduğunu öğrendik.

Bu ülkede, bu çağda, bu zaman diliminde, adalet isteyenlerin başına neler gelebileceğini de öğrendik. Medya sayınızı azalttı, polis biber gazını üstünüze attı, fanatik, at gözlüklü, şikeci binbir hakaretle etrafınız sarıldı, "fenerliyim"den başkası bir türlü üstünüze yakışmadı.

Hala eksiklerimiz var. Kötü olduğumuz yerler. Hala kafasındaki ötekilere adalet hissinden daha fazla inananlar, üşengeçlik, umursamazlık, sabırsızlık, mutsuzluk, unutkanlıK...

Bütün hastalıklardan hala üstümüzde var.

Ama en arınmışı da biziz.

Şimdi sokaklarda dolaşanlar, bir tarih yazdığını bilen var bilmeyen var. 18 Şubat'ta Şükrü Saraçoğlu'nda, 20 Şubat'ta Çağlayan'da ne olacağını henüz tam idrak edememiş olanlar var.

Ben söyleyeyim, bir halk isyan ediyor.

Yaşadığı bu kötülüklerle örünmüş dünyaya, her gazeteyi açtığında gördüğü şok edici haberlerin Türkiye'sine, işsizlik, yoksulluk, yoksunluk içerisindeyken bulduğu tek mutluluk kapısının da, riyayla, yalanla, iftirayla elinden alınmasına isyan ediyor.

İnsanların en güzel haremine girdiniz, bu ülkeden kaçıp tatlı bir düş kurabilecekleri hikayesine çamur attınız, onlar da bu çamuru alıp yüzünüze atıyor.

Evet, söz yine baharlar gelecek ve tarihçiler bir gün sizin yaptığınız, sizin başardığınız, sizin sevginizle ördüğünüz bu güzel hikayeye bakıp 2011 yılında Türkiye'de ayakta dimdik duran insanlar vardı diyecek.

O yüzden 2011 yılının insanı sizsiniz. Fenerbahçeliler. Bu kara tünelin ortasından bembeyaz bir ışık gibi geçip, herkese yol açıyorsunuz. Bir gün bu açtığınız yol, bugün sizin karşınızda duranların da kurtuluşu olacak.

Var olun.

Teşekkürler.


12 comments:

  1. correios dedi ki...

    daha neler goreceğiz, ama ellerine, yüzlerine, dillerine bulaştırdılar, bunu da gördük...
    gercekten de fenerbahceli olmanın gururu bize de yeter

  2. dede dedi ki...

    ağzına diline gönlüne kalemine sağlık gözyaşları içinde okudum. Boşuna seçilmediniz yılın bloğu renktaşlar.

  3. cromvemitra dedi ki...

    Fenerbahçeliler olarak 3 temmuz sürecinden beri belki de ilk ama en güzel golü, yapılan TFF kongresinde "58.maddenin dğiştirilmeme"sini sağladığımızda atmıştık. İkinci golümüz ise 337.sayfadan itibaren 2 farklı iddianamenin olduğunu ortaya çıkarmakla oldu. Bence bu taraflı maçı Aziz başkanın savunması ile farklı olarak Fenerbahçe kazanacak. Emeğine sağlık kardeşim.

  4. emre dedi ki...

    İçimde yaşımla birlikte öldüğünü zannettiğim isyankarı Fenerbahçe'm üzerinden yeniden ortaya çıkarttınız. Nasıl teşekkür ederim size bilemedim. İyi ki varsınız

  5. cemo dedi ki...

    Gönlümüzden geçenleri böylesi güzel bir dille tam olarak satırlarına yansıttığın için asıl sana senn nezdinde ve Papazın Çayırı ekibine Teşekkürler.

  6. Akaliptos dedi ki...

    3 temmuzdan bu yana yazilarinizdan guc aldik, inancimizi kaybetmedik sayenizde. Iyi ki varsiniz, tebrikler.

  7. Baran dedi ki...

    herkese inat,haklı mücadelemize devam edeceğiz.elinize sağlık

  8. Ortega dedi ki...

    Tebrikler Papaz Tayfasına... En çok hak edendiniz zaten.

  9. 2Os dedi ki...

    binlerce kez tebrikler, sizi gec buldum ama iyiki bulmusum...

  10. byzkaya dedi ki...

    Binlerce kez tebrikler, sizi gec buldum ama iyiki bulmusum...(20s'dan)
    Gönlümüzden geçenleri böylesi güzel bir dille tam olarak satırlarına yansıttığın için asıl sana senn nezdinde ve Papazın Çayırı ekibine Teşekkürler.
    DÜNDEN DAHA GÜÇLÜ VE DAHA UMUTLUYUZ.iŞTE BİZ BUYUZ ( FENERBAHÇE CUMHURİYETİ)
    Sevgiyle Kalın AZİZ Renkdaşlarım

  11. Kill4u dedi ki...

    Hakliyiz Kazanacagiz !

    Efsane durusunuz kalplerimize kazindi bir kere.
    Sevgi Eylem Gerektirir.

  12. Fuat Tekgül dedi ki...

    Bu kadar güzel anlatılır bu konu ancak..Tebrikler..
    Güzel günler göreceğiz hep beraber inşallah..

Yorum Gönder