Aziz Yıldırım Vaadi



Çok değil bir 10 yıl içinde sözlüklere Aziz Yıldırım vaadi diye bir tanım girer.

Aziz Yıldırım Vaadi: Bol keseden sallanıp tutulmayınca unutulan veya türlü bahanelerle geçiştirilen söz. Örnek: "2007'ye kadar Avrupa Şampiyonu olacağız." "2010'a kadar Avrupa'da kupa kaldıracağız." "Üst üste 3 kez şampiyon olacağız."


11 comments:

  1. linguisticsfc dedi ki...

    valla ne yalan söyleyeyim ben o tarihte 16 yaşındaydım ve 100. yılımızda avrupada şampiyonluk yaşayacağımıza inanmıştım. yabancı forumlarda az dolanmadım 2007de tepenizdeyiz diye. hoş 101. yılında şamp liginde çeyrek final oynadık ama sonra başkanın hamleleriyle yine 5 yıl geriye gittik sağolsun. milandan kadıköyde 4 yediğimiz senelere yani. aragones döneminde arsenalden içerde 5 yiyince tekrar başa sardığımız ispatlandı. işte bu yüzden hakikaten bazı şeyler için çok bekleyeceğiz.

  2. Metonet dedi ki...

    türkiye'de kendini takımın üstünde gören yöneticiler gitmediği sürece biz daha çok 4-5 yeriz. aziz yıldırım avrupa'daki takımların birer sahibi var boşuna demiyor.

  3. ... dedi ki...

    "2.lik bi başarı değildir" bi zamn sonra "şurda gs yle bjk ye 10 puan fark atmış 2. olmuşuz bu başarılar göz ardı edilmemeli" zzzz..

  4. aydın dedi ki...

    Verdiği vaatleri yerine getirmiştir.
    Gerizekalıların Türk futboluna ilgisini yitirmemesi için ülke futbolunu bayat Türk filmi senaryosuna dönüştürmeyi en iyi şekilde gerçekleştirmiştir.Senaryoda en büyük görev ona düşüyordu ne de olsa.
    Bu senaryoda Fenerbahçe kah zengin ve şımarık, kah kibirli ve şımarık, kah salak ve şımarık gösterilmiştir.Puan ayarlamalarından futbolcu sevinçlerine ve bilinçli anonslara kadar.
    Aynı gerizekalıların idolü ne tuhaftır ki Mourinho'dur, Mourinho bu ülkede olsa ve rakip olsa emdiği sütü burnundan getirtmeyeceklerinin garantisi de yoktur.
    Aziz amca Fenerbahçe ile birlikte Türk futbolunu da batırmıştır, artık herkese yeten Fenerin kaybetmesi.Yıllardır ağızlarda sakız olan Avrupa'da başarı, altyapı yatırımı vs. gibi kavramların artık esamesi bile okunmamaktadır.Fener kaybetsin, üstüne bir de Quaresma falan getiririz, oldu da bitti maşallah (Gerizekalılar için not: Quaresma örnek olarak kullanılmıştır, güzide bir kulüp hedef alınmamıştır, zaten bütün eleştiriler genele yöneliktir).
    O olmasa gerizekalılar ne yapardı, neyle meşgul olur, neye kin kusar, neye sevinirdi, eleştirmeden önce bunları düşünün..

  5. Dr Hasan Batuk dedi ki...

    Adam başkan olmadan önce bir taraftar. Volebol Avrupa finalini kaybedince ağlayan birisinden bahsediyoruz. Taraftar olupta aramızda avrupa şampiyonu olacağız demeyen var mı? Hatası taraftar olarak gönlünden geçeni başkan olarak ulu orta seslendirmesi. Yine de bence bu kadar acımasız olmamak lazım.

  6. ahbayrak dedi ki...

    Keşke her Fenerbahçeli Aziz Yıldırım gibi klübüne gönülden bağlı olsa.Rahmetli Emin Canturan'dan beri bir sürü başkan gördüm hiç biri Aziz Yıldırımın yaptıklarını yapamadı.Şimdi ortalıkta ahkam kesen futbolcuların yöneticilerin zamanınıda biliyoruz.Utancımızdan sokaklara çıkamaz kimseyle futbol konuşamazdık.Takip edecek Basketbol voleybol maçlarımız zaten yoktu.Geçmişi unutmamak lazım.

  7. fenerlihüseyin dedi ki...

    O "avrupada şampiyonluk" hedefini duyduğumda Fenerbahçe'ye de Türkiye'de bakışım değişmişti.
    Şampiyon olmak da değildi önemli olan , o vizyona sahip olmak onu hedef alıp ona göre hamleler yapabilmekti beni heyecanlandıran .

    Zico'nun gidişine kadar da fena gitmedik.
    Ama şimdi bütün bu olanların bir vizyonun bir planlamanın getirdiği başarılar değil , başarının getirdiği hedef büyütme ifadeleri olduğunu anlıyorum.
    Tıpkı Aragones sezonunun başında yöneticilerimizin çıkıp " Hedefimiz ŞL de en az çeyrek final " demeleri gibi ...

  8. barbobey dedi ki...

    80 li 90 lı yıllarda avrupada şampiyonluk sözcüğü dahi telaffuz edilemezdi.
    çıkmış bir başkan etmiş.kötü mü yani?
    garip olan iş öyle bir hale geldiki.yönetime ve başkana yapılan eleştiri insaf sınırlarını aşınca birileride benim gibi hıyarlar mesela geçmişte ki başkanları hatırlayıp ulan bu yinede kötünün iyisi be diyor.
    aziz yıldırım gidince ortalık güllük gülistanlık olacak gibi bir hava var.bütün odak bu.
    yani adam gitse bir süre afallayacağız kimin arkasından teneke çalacağız diye...

  9. Boujeloud dedi ki...

    Selamlar.

    Aziz Yıldırım'ın vaadinin 8 yıl önce dayandığını görüyorum. Bilirsiniz ki, "seçim" ve "koltukta kalma" vaatleri böyledir. Günümüzde ki siyasi konuşmalara, meydan mitinglerine baktığımızda da aynı şey olmuyor mu? Kaç yıldır her otobüsün üstüne çıkan "dokunulmazlıkları kaldıracağız" demiyor mu? "fenerlihüseyin"'in yazdığına katılıyorum bazı noktalarda.

    Şampiyonlar liginde üst sıralara çıkmanın hedefi herkesin bildiği gibi, çoğu yazarın bas bas bağırdığı gibi altyapıdır. Aykut Kocaman'a sevgimin temeli, üzerinde "emlak bankası" yazan 11 numaralı formamdan kaynaklanıyor. Önemli bir kişiden seneler önce öğrendiğim bir bilgiye göre Başkan Aykut Kocaman'ı yıllardır 'cebinden ödediği paralarla'hazırlıyor. Bizim görevimiz, ona sonuna kadar inanmak. Şimdiye kadar hep "başka" adamlara inandık! Son açıklamasını hepimiz okuduk işte.. Ben son zamanlarda böyle sert bir açıklama duymamıştım ve bugün, bu açıklamayı okumadan önce bir GS'li dostum maçın skorunu söylemişti; 5-2. Ona dedim ki, "iyidir, hazırlık maçlarında yenilmek iyidir" dedim. Herhalde bir şeyler değişiyor..

  10. Erdem dedi ki...

    Aziz Yıldırım'ın F.Bahçeli olduğunu ve koltuğu kazanmak için vaat vermek zorunda olmadığını unutuyorsunuz. Öyle yazılar yazılmış ki neresinden başlayayım bilmiyorum. Bu vaatler onun kazanç kapısı değil her F.Bahçe'li gibi rüyasıdır.

    Bu blog klüpten uzaklaştırılan insanların blogu gibi görünüyor. A. Yıldırım ile arası bozulup küfür eden sonra affedilip tekrar camiaya dönen insanlar gördüm. Belki siz de barışırsınız.

  11. aethewulf dedi ki...

    @Erdem: Aziz Yıldırım ilk seçildiği zaman koltuğu kazanmak için vaad de vermek, kulüpteki çeşitli gruplarla ittifak da kurmak zorundaydı. Adam gökten zembille kendisine sonsuz biat eden bir delege yapısının ortasına doğmadı, o sebeple de insanlar oy versin diye vaad verdi. Bu vaadleri yerine getirebildi mi? Hayır, onun yerine bir kulübün başkanı olmak için hiç kimseye hiç bir vaad bile vermek zorunda olmadığına inanabilen bir taraftar kitlesi yarattı.

    2- Bu blog, kulüpten uzaklaştırılan insanların blogu değil, biz yönetimde yer almadık, bir çoğumuz delege dahi değil. Bizi sevdiğimiz, ancak maçlarına giderek takip etmekle mutluluk duyduğumuz bir kulüpten nasıl uzaklaştırabilirler? Kulüpten uzaklaştırmak ne demek? Biz Aziz Yıldırım ile küs de değiliz, hıncımız da yok, neden temel bir eleştiriyi şahsi bir ihtilafa indirgeyip, Aziz Yıldırım'ın yöneticilik vasıflarıyla ilgili söylediklerimizi "geçersizleştirmeye" 2 senedir bu blogda yer alan tüm eleştirileri sanki şahsi bir kavganın samimiyetsiz unsurları olarak göstermeye çalışıyorsun? Sana bizi böyle karaktersiz insanlar olarak gösterme hakkını kim veriyor? Nasıl olup da hiç bilmediğin insanlar hakkında böyle absürd komplo teorileri kurup iftira atma cüretine sahip oluyorsun?

    Hayret bir şey yahu, sağır duymaz uydurur bile değil, bizim insan bilmediğine iftira atıyor, bunu da normal bir şey sanıyor, delirmemek elde değil.

Yorum Gönder