1 Komik, 1 İronik, 1 Fantastik
Lig tatil olsa da medyamız malzemesini taştan çıkarıyor. Çok da çalışmalarına gerek kalmıyor gerçi, futbol dünyamız malzeme açısından verimli. Yalnız yıldızlar yörüngesinden mi oynadı, Mars Dünya'ya mı yaklaştı nedir, son haftalarda iyice uçanlar oldu. 2000 yıl sonra blogger sunucusunu topraktan çıkaracak arkeologlara fikir vermesi için birkaç şahane örnek verelim.
Komik
İbrahim Üzülmez, sezon başında yaşadığı bir transfer görüşmesiyle ilgili olarak itiraflarda bulundu... Deportivo’dan teklif aldığını, ancak daha önce İspanya’da forma giyen Rüştü ile görüştükten sonra Beşiktaş’ta kalmaya karar verdiğini açıkladı. Üzülmez, “Rüştü uyum sorunu yaşayabileceğimi söyledi, gitmedim. Türkiye’de sürekli eleştiriliyorum ama hep isteyenim var” ifadesini kullandı.
İronik
Fenerbahçeli yöneticiler sanki Bekir kendilerinin malıymış gibi açıklamalar yapıyor. Bu etik değil. Bekir Gaziantepspor'un sözleşmeli futbolcusu. Şu anda da Gaziantepspor'da forma giyiyor. Kimse bizim lisanslı futbolcumuz hakkında açıklama yapamaz. Bekir'in hangi kulübe vereceğimize ben karar veririm. Bizim haberimiz yokken Bekir ile irtibat kurulmuş ve bu futbolcunun kafası karıştırılmış, anlaşmaya varılmış ve sonra bizim haberimiz oldu. Ben Bekir için 3,5 milyon dolar istedim, sonra 2 milyon dolara, son olarak da 1,5 milyon dolara indim. Ancak bunlar şimdi de yok kardeşim 500 bin dolara vereceksin diyor. Vermezsen sezon sonu ben şu paraya alırım diyor. Gaziantepspor büyük bir camia, Fenerbahçe ne ise Gaziantepspor da odur. Galatasaray'a, Beşiktaş'a bedava gönderirim, Fenerbahçe'ye vermem. Gerekirse 500 bin doları da Mehmetçik Vakfı'na, Çocuk Esirgeme Kurumuna bağışlarım. İnatsa inat. Bekir İrtegün'ü gerekirse Galatasaray'a şimdi gönderirim, 1 yıllık parasını da ben cebimden karşılarım ama Fenerbahçe'ye vermem. Sezon başında da aynı şeyi yaptılar.
Fantastik
Üstünel, Florya Metin Oktay Tesisleri'nde basın mensuplarıyla yaptığı sohbette, Sivasspor ile kupadaki iki maçı İzmir'de oynanmasının uygun olabileceğini dile getirerek, "Kabul etsinler, 2 kupa maçını İzmir'de oynayalım. Böylece iki tarafın da hasılatı yüksek olur" dedi.
23 Ocak 2009 11:00
Ibo'nun dunyada tek rakibi Carlos'tu.. Onu da Fener'e getirdik, rakibi kalmadi.
23 Ocak 2009 17:04
PVH, Üstünel'in açıklamasını yanlış okumuşsun.
Haldun Üstünel'in böyle uç bir teklifte bulunmasının sebebi, Sivasspor'un şark kurnazlığı yaparak ligin son maçını Ali Sami Yen'de oynamaya çalışmasıydı.
Önce:
"Sivas'ta bugünlerde yoğun kış şartlarının yaşandığını belirten Ünsal, ''Sivas'ta hava ve zemin şartları uygun olmadığı için, ikinci yarının ilk haftasında Galatasaray ile Sivas 4 Eylül Stadyumu'nda yapacağımız maçı mümkün olsa da Ali Sami Yen Stadyumu'nda, ikinci yarıdaki maçı da Mayıs ayında Sivas 4 Eylül Stadyumu'nda oynasak. Önemli olan sporcuların sağlığı'' diye konuştu."
Üstünel'in attığı oltadan sonra bir anda taraftar aklına geliveriyor Ünsal'ın:
"Sivasspor Basın Sözcüsü Fikret Ünsal, Galatasaray Futbol Şubesi Üyesi Haldun Üstünel'in, Sivasspor ile Fortis Türkiye Kupası'nda yapacakları iki maçı İzmir'de oynama önerisiyle ilgili, ''Bizim için hasılat önemli değil, taraftarımız önemlidir'' dedi."
Çok eğlendim şahsen ben bu ağız değişikliğine. Üstünel'i tebrik ediyorum, takribi 90 kilo ve ülkücü bıyıklı bir sazan yakaladı tek açıklamayla.
23 Ocak 2009 17:59
Mehmet Demirkol'un yorumu daha iyi aslında.
MD : İbrahim Üzülmez Türkiye'de de uyum sorunu yaşadı:
24 Ocak 2009 02:23
Iki gun rahat duramiyorlar
========================
Radyospor’a konuşan Gökşen, transferi için Fransa’ya ayak bastıklarında karşılaştığı tabloyu şöyle anlattı: "Daha transferi bitmemişti, bavulları ve eşiyle birlikte bizi hava alanında bekliyordu. Ben apar topar kaçırdım onu, Adnan Öztürk, biz İstanbul’a geldikten sonra işlemleri bitirdi. O an üzerindeki kıyafetleri, Lüksemburg hava alanında kuru tavuğu yiyişi, gözümün önünden gitmiyor. Citroen C4 hediye etmiştim Ribery’e. O an görmeniz lazımdı... Je t’aime je t’aime(seni seviyorum) diye diye boynuma sarıldı. Şimdi Ferrari’leri Porshe’leri beğenmiyor.
25 Ocak 2009 02:43
serhatın yorumuna bayıldım..:)
Ribery hakkında aklıma ilk gelen bülent tulun ve yanlış hatırlamıyorsam fatih gökşenin, riberynin kaçtığını öğrenince evine ellerinde beyzboll sopalarıyla baskın yapmaları :) acaba yakalasalar ne yapacaklardı..oğlan iyiki kaçmış burdan :)