Guiza ve Kanatlar
28 yaşında, 1.82 boyunda. La Liga’da hiç penaltı kullanmadan gol kralı oldu. Gol sonrasında “Kiko”sal bir sevinç gösterisi yapıyor, çocukken idolüymüş. Normalde kirli sakallı ama Euro2008’de damatlık haliyle de gördük. Ernst Happel’de Rusya’ya çakarken bonservis bedeline birkaç milyon euro daha ekledi. Arsenal istedi, Arsene Wenger bu tipte futbolcuyu kaçırmaz, çok da yakınlaştılar ama belli ki torun dedenin lafından çıkmıyor. Şimdi bu sıkıcı bilgileri hepimiz bir kez daha tekrarladıysak biraz başka şeylere bakalım.
Geçen sezon tam 34 maç televizyonlardan evimize her spektrumda aynı ses iletildi, Fenerbahçe’nin forveti yok. Ligin en fazla gol atan ve gol kralını çıkartan takımına normal şartlar altında bunun denilmesi insanın akıl sağlığından şüpheye düşülmesine neden olur. Konu Türkiye olduğundaysa Edirne’den içeriye sızamayan “normal şartlar” nedeniyle bu söze haklılık vermemek elde değil. Gerçekten Fenerbahçe geçen sezon forvet sahibi olduğu için ligin en çok gol atan takımı olmadı, forveti olmamasına rağmen bunu başardı. Veya şöyle de söylenebilir, Fenerbahçe gol kralına maç başına toplamda 30 dakikadan az süre verdiği için yaşadığı forvet sıkıntısına rağmen ligin en çok gol atan takımıydı. (72 gol)
La Liga ise coğrafi olarak Edirne dışında kaldığından “normal şartlar”a sahip bir coğrafyada cereyan ediyor. Guiza akıl ve mantığın egemen olduğu koşullar coğrafyasında hiç penaltı atmadan gol kralı olduysa bunun altının kuvvetlice çizilmesi gerekir. Ancak bu çizgiyle beraber şu soru da sorulmalıdır: “Guiza bu golleri tek başına mı atmış” (Brecht'in ruhu şad olsun, generaller savaşı tek başlarına mı kazanmış?)
Elbet birileri pas vermiş, kontraatak futbolu oynayan Mallorca’da birileri kendisine orta açmış, koşu yoluna Ömer Üründül'ün sempatisini kazanmış bir top bırakmıştır. (bkz: rijkaard’ın şaşışehla olduğu gol) Bırakmış olmalıdır. Halbuki mevcut Fenerbahçe kadrosu içerisinde bırakalım orta açmayı neredeyse yıllardır Fenerbahçe’nin zirveye oynamasına sebebiyet veren defansif ortasaha oyuncuları (önlibero) yok. Geçen sezon kendini sakatlayan Deniz, yarım sezon içerisinde muhteşem yan pas yapabildiğinden başka bir şeyini göremediğimiz Maldonado, taraftarın sevgilisi Selçuk ve nihayetinde sakatlanıp sakatlanmayacağı bilinmeyen, bilinemeyen, bakla falları, medyum ücretleri ile kestirilmeye çalışılan Emrebiades. Aurelio’nun gidişi yalnızca bir futbolcu gidişi değildir, artık kanatlardan başka bir problemi daha var takımın –bizzat ortasaha-
Ve esas ölümcül problem. Fenerbahçe’nin kanatları yok! Geçen gün antu’ye bakıyorum bir zihniyet Roberto Carlos, Vederson, Uğur solda; Deivid, Gökhan Gönül, Colin Kazım ve Önder sağda gayet “yeterlidir” buyurmuş. Neden de şu: Türkiye ligi için daha fazlasına ne hacet? Bu zihniyetin antu.com delikanlı forum temsilcileri işte böyle sorunu çözüveriyorlar. Türkiye için gayyyyet yeterli! Nihayeten de kafi? Fazlası israf. Büyüyünce Yılmaz Özdil makalesi yazasıcaların kendi nihai standartları Türk Standartları Enstitüsü ile paralel, ahşap kaportalı Anadol’a gerçekten araba diyebilecek genişlikte bir mideye tekabül ediyor. Oysa böyle bir lafın elinden tutup sokakta dolaştırmak gerekir, çocuk dünya görsün. Ancak, neredeyse “yürüye yürüye şampiyon olmamız gerekirdi”, emekleye emekleye ikincilik, komodinde pinekleyerek kupa galipliği ile özdeşleştirilebilecek bu düşünce Fenerbahçe’nin hedeflerini Turkcell Super Lig başarılarına mahdum ve mahkum bıraktığı oranda yanlış. Biz Türkiye Ligi yeterliliklerini karşılamak ve yalnızca bunla yetinmek zorunda mıyız? Üstelik bizzatihi biz bunu istemiyoruz? Enternasyonel, uluslar arası, memleketleriçre ve Genelkurmay’ın kızmayacağı başka herhangi bir deyişle evrensel bir başarı istiyor, bekliyor, arzuluyoruz. Hedefimiz komodin pineklemesi ile olunacak bir şampiyonluğun veremeyeceği, vermeye de muktedir olmadığı “şan, şöhret, onur ve kıvancı”, “nasıl koyduk ama ibne cimboma” pansumanıyla kazanmak değil, bildiğin dörtdörtlük, her başı mahmur, normal şartlar altında olmayan coğrafyalarda da normal şartlar altındaki coğrafyalardaki kadar anlaşılabilen ve kabul edilen bir başarı. Böyle bir hedef varken dünyada hiçbir aklı başında insan Chelsea orta sahasına karşı bu ortasahanın iş yapabileceğine, yapabilmeye muktedir olduğuna inanmaz. Değil takım yürüse, koşsa da pentatlon yapsa da inanmaz. O halde yeterli olmayan bu kanatlara transfer lazım, 27 milyon € verilip Eto’o alınacağına Guiza, Kezman, Semih, Burak Yılmaz’dan mürekkep Deivid, Colin Kazım jokerli forvet hattı artık rahat bırakılsın bir tane-cik- kanat alınsın. Sol kanada. Bir de defansif orta saha, madem Aurelio gitti.
Seneye takımı, takım gibi görelim. Benim 34 maç boyunca "Fenerbahçe’nin kanadı yok" loopunu duymaya tahammülüm yok.
9 Temmuz 2008 16:52
e bir de kaleci lazım delikanlı(!) volkan'ın arkasında bekleyebilecek.. volkan babacan'ın hazır olmadığını geçen sezonki alanya ve şanlıurfaspor maçlarında gördük nitekim..
10 Temmuz 2008 12:42
açıkcası sol kanadımıza bir takviye gerektiğini düşünmüyorum. ancak sağ kanatta müthiş bir eksikliğimiz var. gökhan gönül bek ihtiyacımızı uluslararası düzeyde karşılayan bir oyuncu; fakat deivid hiç bir zaman sağ kanat olarak oynamıyor. takımın gizli oyun kurucusu olarak ortasahaya yakın bir pozisyonda kendisi. sakatlanaması büyük bir talihsizlik oldu, burak,kazım ve ali bilgin kadroda bulunmaları açısından faydalı oyuncular ancak o bölgedeki açığımızı kapatacak seviyede oyuncular değil.
11 Temmuz 2008 13:20
sağ kanada alınacak iki önemli isim var türkiye de : ankaragücünden gökhan emreciksin ve gençlerbirliğinden burhan eşer. bunlardan biri alınırsa sağ kanatta problem kalmaz bence.
ama bence kanatlar bu haliyle de iyi kötü idare eder de öncelikli olarak aurelio nun yerine adam bakmak lazım bence. işin kötüsü selçuğu da trabzona kaptırdıktan sonra topuz hariç yerli oyuncu kalmadı alınacak.