UEFA Soruşturması veya tünelin sonu
UEFA Disiplin Yönetmeliği 2013, madde 3 ne diyor?
“Aşağıda yer alan şahıslar bu kurallarla bağlıdır:
a) Tüm üye federasyonlar ve yöneticileri
b) Bütün kulüpler ve yöneticileri
c) Bütün maç görevlileri
d) Bütün sporcular
e) UEFA tarafından bir faaliyeti ifa etmek için görevlendirilmiş tüm şahıslar”
Madde 5 diyor ki:
“UEFA Disiplin organları kararlarını Futbolun oyun kuralları, İsviçre hukuku ile UEFA Tüzükleri, yönetmelikleri, talimatnameleri, kararları ve Disiplin Komitesi’nin uygulanabilir bulduğu herhangi bir hukuk kuralı uyarınca verirler.”
Madde 12
“UEFA kuralları ve yönetmelikleri ile bağlı olan herkes müsabakaların güvenilirliği etkileyecek her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır ve bu tip davranışlarla mücadelesinde UEFA ile tam bir işbirliği ile hareket etmelidir
Maçların güvenilirliği örneğin şu şekilde zedelenir,
Kendisi veya üçüncü bir şahsa menfaat sağlamak için müsabaka sonucunu gayri hukuki veya ahlaki bir şekilde etkilemek”
Madde 23/3
Kontrol ve Disiplin Organı UEFA tüzüğü ve yönetmelikleri tarafından belirlenmiş tüm disiplin konularında yargılama yetkisine sahiptir.
Madde 37,
Disiplin soruşturmaları sırasında insanlık onuruna aykırı olmadıkça her türlü bilgi, belge, bulgu delil olarak kullanılabilir. Geçerli deliller resmi raporları, kayıtları, şahitlerin ifadelerini, tarafların ifadeleri ile müfettişlerin beyanlarını, yerinde yapılacak incelemeleri, uzman görüşlerini, televizyon ve video kayıtlarını, kişisel itiraflar ile diğer kayıt ve dökümanları içerir.
UEFA Şampiyonlar Ligi Tüzüğü madde 2, kabul kriteri
(Şampiyonlar Ligi’ne kabul edilebilmek için)
g) UEFA Tüzüğü’nün 50. Maddesinin yürürlüğe girdiği tarih olan 27 Nisan 2007 tarihinden itibaren ulusal veya uluslararası düzeyde müsabaka sonucunu etkilemeye yönelik hiçbir faaliyet içerisinde bulunulmadığını gösteren yazılı bir beyan verilmesi zorunludur.
SONUÇ:
1- UEFA’nın 2011 disiplin yönetmeliği değişmiştir. O yönetmelikte müsabaka sonucunu etkilemeye yönelik fiillerin UEFA Disiplin Komitesi tarafından incelenmesi için müsabakanın veya ilgili turnuvanın UEFA tarafından düzenlenmiş olması şartı aranıyordu, bugün öyle bir şart bulunmuyor.
2- UEFA’ya bağlı tüm şahıs ve kurumlar ile yetkili organların UEFA Disiplin yönetmeliği ile ilgili tüm mevzuata uygun hareket etmesi gerekiyor.
3- Şampiyonlar Ligi’ne katılım için ilgili kulüp ve yöneticilerinin müsabaka sonucunu etkilemeye yönelik bir faaliyet içerisinde bulunmadıklarını beyan etmeleri gerekiyor.
4- UEFA Fenerbahçe hakkında bir soruşturma açabilme yetkisine sahip –ki açmış durumda- bu soruşturma sonucunda UEFA’nın ilgili müffettişleri hiçbir yerel otorite ile bağlı kalmaksızın kendi raporlarını hazırlayabilir hatta gizli tanık bile dinleyebilir.
5- Müsabaka sonucunu etkilemeye yönelik bir hareketin tespit edilmesi halinde de açıkça ceza verebilirler.
6- Bu karara karşı UEFA’nın ilgili temyiz mercii ile CAS yolu her zaman açıktır.
7- UEFA’nın kararı Yargıtay açısından kanunen bağlayıcı değilse de bu alandaki en büyük uluslararası otoritenin yapacağı herhangi bir tespit Yargıtay kararını etkiler ve etkilemelidir.
8- CAS’da bir dava açılması düşünülürse bunun hangi zeminde ve gerekçelerle yapılacağı ayrıca tartışılmalıdır. Yargıtay’ın Ekim veya Eylül ayında karar vereceği düşünülürse, bu halde CAS davasından ne gibi bir somut sonuç bekleneceği de ayrıca belirsizdir.
9- Bu tarihe kadar Fenerbahçe’nin Efraim Barak, Ulrich Haas, Gabrielle Kaufmann Kohler, Henry Peter gibi uluslararası spor hukukçularından, alanında uzman şahıslardan neden mütalaa almadığı, görüşmediği, bunların görüşleri doğrultusunda hareket etmediği ayrıca izaha muhtaçtır.
10- Yine Fenerbahçe’nin uluslararası PR ajansları ile neden anlaşmadığı, neden kendi görüş ve düşüncelerini dünyaya aktarmadığı, davadaki hukuk ihlallerinden bahsetmediği de belirsizliğini korumaktadır.
11- Fenerbahçe’nin 2 yıl men cezası alması halinde, daha önce TFF tarafından verilmiş UEFA Şampiyonlar Ligi’ne göndermeme kararı ile birlikte toplam 120 milyon avroyu bulan kayıplarının nasıl karşılanacağı da sorgulanmalıdır.
12- 3 Temmuz 2011 tarihinden itibaren geçen 2 sene boyunca temel alanlarda hiçbir yapısal değişikliğe gidilmemesi, bu alanlarda hareket edilmemesinin de sorumluları ortaya çıkartılmalıdır.
Son olarak,
- Mehmet Ağar’la yemek yemeler, ziyaretler, suskunluk, uslu çocuk stratejisinden hiçbir şey beklenmemelidir.
- Bu saatten sonra Nazım Hikmet şiirleri, mücadelemiz zulüm ve zalimledir salvolarının da inandırıcılığı kalmamıştır. Bunca suskunluk üstüne ve geçen zamanda artık bu cümlelerin hiçbir manası yoktur. Herkes hatalarının bedelini öder. Zaten bunların UEFA önünde de bir etkisi olmayacaktır.
- Ünal Aysal süreci daha dikkatli takip edip, açıkça da uyarırken, Fenerbahçe yönetiminin gri alanda, ne yaptığı muğlak bir şekilde kalması da ayrıca çok düşündürücüdür.
- Bu yönetim tarzı ve anlayışı verebileceği ne verse vermiştir. İyi ve kötü. En yakın zamanda bunun müsebbibleri de artık bayrağı teslim etmelidir.
- Bu da şahsım adına bu konuda yazılacak son yazıdır, UEFA ne karar verirse başım gözüm üstüme. Hem benim hem Türkiye’nin daha büyük sorunları var. Her şerde bir hayır vardır ya, kötü yönetim ve politikaları da belki böylelikle gider de her alanda bir tatlı nefes alabiliriz.
10 Haziran 2013 20:07
Fenerbahce' nin sadece Trabzon Spor' a ve hissedarlarina odeyecegi para 200Milyon avro.
Darilmak yok beyler, Fenerbahcenin iflasi bile mumkundur. Tahminim 0,5 milyar dolara patlar bu is size uzun vadede.
10 Haziran 2013 20:37
Türkiyede de şike yapıldığı açıktı ve biliniyordu ama sadece üzerine gidilmedi bu kadar basit. ama artık UEFA bunları kabul etmeyeceğine göre fenerbahçe aziz yıldırım yüzünden Galatasaray'ın 2 yıllık transfer ücretlerini karşılamış olacak
10 Haziran 2013 21:22
Tabir icin kusura bakmayin ama burada yazilanlara gore sictik o zaman
11 Haziran 2013 00:02
Yönetimin açıklamasını okudum… Ama sinirimden masayı yumrukladım… AİHM’DE haklarını arayacaklarmış… Mış mışta mışşşşş mışşşş… Bu beyzadeler CASTAN davayı çekenler değil mi ??? Fenerbahçe TARAFTARINI ADAM YERİNE koymayan bu yönetimle hak falan alınmaz… Kendilerinin koltukta kalması uğruna bunlar her türlü lekeye razı olacaklar anlaşılan… UEFADAN bir ceza çıkması halinde içerideki HAİNLER ile dışarıdaki İŞBİRLİKÇİLERE KARŞI verilecek en güzel yanıt FUTBOL BRANŞINI KAPATMAK olur… Futbolumuzdaki ONCA NAMUSSUZLUKLARIN bedeli bize ödetilip, damgalanıp yaşamaktansa İDAM SEHPASINA TEKMEYİ VURUP ONURLA ÖLMEK en iyisidir… Ben FENERBAHÇE CEZA ALIR VEDE buna rağmen YOLA devam ederse artık YOKUM… Gerçi bu ONURLU VE DİK DURUŞU MAALESEF KAÇIRDIK… Bu dava ilk patladığı zaman kulüp BRANŞI DONDURSA İDİ, içerideki DÜZENBAZLAR tutuşurdu… Herşeyiyle KURGULANMIŞ bu 3 temmuz İFTİRASI VE komplosu halen devam ediyor… Bu oyunu SADECE ZOR bozabilir… Bu zor kararda TÜRK FUTBOLUNU ALLAK BULLAK ETMEKTEN GEÇER… Uyduruk ve yoruma dayalı delillerle FENERBAHÇE tekrar tekrar idam sehpalarına çıkartılıp AYKUT HOCAMIZIN TABİRİYLE süründürülüyor… Böyle sürünmektense BİR DEFA ÖLÜRÜM daha iyi…
11 Haziran 2013 02:26
Bu dava Fenerbahçe için aklanma şansıdır. Inşallah davayı kazanırız ve önümüz açılır.
11 Haziran 2013 02:32
ben galatasaray'lıyım. fb'nin o sezon bir işler çevirdiğine inanıyorum 3 temmuz'dan beri. bu işin en temiz yoldan halledilmesi gerektiğini düşündüm hep. fenerbahçe cehennemin dibini boylasın düşüncesiyle değil ama. türk futbolu bir an evvel bu badireyi atlatsın diye.
şimdi fenerbahçe'yi ele geçirme planı, fb yönetiminin iş bilmezliğine falan hiç değinmicem. onlar gereksiz detaylar. 3 temmuzdan bu yana hem fb hem de devlet kanadında inanılmaz bir ne yapacağını bilmezlik görüyorum. mehmet ali aydınlar, işin buraya gelebileceğini öngörerek meseleyi puan düşürüp 2010-2011 ünvanını trabzonspor'a vererek meseleyi kapatmak istedi. o noktada fb'de de böylesi bir çözümün en sağlıklı oldugu yonunde bir izlenim vardı ki lugano, andre santos elden çıkarıldı. ama "birileri" uefa ile görüşüp, ortada hiç olmayan "bu işlerin örtbas edileceği" mesajını alıp (bunu nereden çıkardılar o da ayrı bi soru işareti) bu mesajı tff'ye ve fb'ye aktardılar. en temiz çözüme yakın olan bu iki kuruluş da fikir değiştirip bu ümide güvendi. demirören geldi, disiplin kurallarında değişikliğe gidildi. bu noktada bile fenerbahçe puan düşürmeyle işi temizleyebilirdi, çünkü o noktada uefa'nın verilecek cezaya karışma, yetersiz bulma gibi bi yetkisi yoktu. ama öyle bir "özgüven", "içerden haber aldık" anlayışı hakimdi ki hiçbir yaptırım uygulanmadı.
sonuç olarak geride bıraktığımız sezonu fenerbahçe, eksi puanda başlayarak başından bu badireyi kesin olarak atabilirdi. ama bu yapılmadı. ve bir ay evvelki uefa'nın yeni disiplin değişiklikleri, adeta fenerbahçe ve tff için yapıldı. bugünün geleceği belliydi ve de geldi. şimdi türk futbolu, alnının akıyla, tertemiz çıkacağı bir süreçte daha da dibe çekildi.
gs'lıyım dedim. yemin ediyorum kahroluyorum bu tabloya. biz dört büyükler hep birlikte varız. fenerbahçe'nin böylesi bir "öngörüsüzlük", "özgüven", "deli cesareti" yüzünden kolunun kanadının kırılması, zaten kötü durumda olan türk futbolunun 5 yılının çalınması içimi yakıyor.
diyorum ki kardeşlerim: siz aziz yıldırım'ı, tff'yi, uefa'yı bırakın. faturayı, bu "at pazarlığıyla bu işin örtbas edilebileceğini zanneden" şahıslara kesin.
11 Haziran 2013 13:01
Yönetim İSTİFAAAAAAAAA TAKIMIMDAN SOĞUDUM ARTIK
12 Haziran 2013 17:56
pırasa realter trerer arkadaşım, iyi yazmışın da sen fb'nin iş çevirdiği önermesinden hareketle yorum yapıyorsun. ama ben de dahil milyonlarca fb'li de iş çevirmediğimizi düşünüyor. bunun tartışmasına hiç girmiycem
zaten farklı şeyleri savunuyoruz, a. yıldırım cevabını mahkemede verdi inandırıcı bulup bulmamamak artık sizlerin bileceği iş. şimdi buradan kalkıp uefa'nın son olayını tartışmak benim açımdan artık manasız, biz zaten bu ülkede katledildik bir kere artık elin avrupalısı da üzerine tüy dikmeye kalkmış çok önemli değil . haa sonucu açısından önemli ama uefanın tutumu açısından önemli değil. alıştık artık....
12 Haziran 2013 19:27
Sırf siz beğenmiyorsunuz diye , bir insana verilecek cezayı onaylamanız gerçekten çok ilginç , 2 yıldır burda yazdığınız bütün yazılar palavraymış demekki
12 Haziran 2013 23:10
Asıl dolaplar içerde döndü...Bunu Cemaat planladı ve oynadı.GS ve Federasyon birbirini demeçlerle sıkıştırarak ve UEFA yı oyuna dahil ettiler.
İşler tersine dönünce UEFA Cas davası için F.B. yi tehdit etti.
Oyuna herkes dahil oldu,herkes saçma sapan işler yaptı.
Bence bu yükten kurtulmak için artık FB kime savunma yapacaksa tam savunma yapsın ve gerekirse TÜRK FUTBOLU(kirli çamaşırlarda) aklansın.
Herkes geçmişte ne yaptığını bilsin,birbirine çamur atmasın..
Ama hala acayip oyunlar oynanıyor...İçimizde ki bu hırs çok kötü.Birimizin menfaati için hertkes yanacak bu gidişle...Bu menfaatten kastim savunma yapmaya da dahil,suçlama da...
13 Haziran 2013 15:04
Tape hukuku denen bir garabetle hükümet kendisine muhalefet olan ne kadar kesim varsa hepsini sindirdi… Askerin görev alanı dışına çıkıp sisteme müdahalesine hep birlikte hayır diyoruz… Ancak askerin vesayetini kıracağım derken bir sürü hak ihlali yapmasını kabul edecek değiliz… Hukuku tesis edeceğim derken, hukuk dışına çıkmak amaca giden her yol mubahtır anlayışına hizmet eder… Amacınız ne kadar iyi de olsa, yaptığınız işlem yada kullandığınız yol yanlışsa, yaptığınız iş doğru bir iş değildir…
Aziz Yıldırım ve arkadaşları spor hukuku açısından yanlış işler yapmış ve sen bu işleme TFF üzerinden değil de, mahkeme üzerinden işlem yapıyorsan o zaman adam gibi somut ve tüm gelişmiş hukuk ülkelerinde geçerli kabul edilen deliller üzerinden yaparsın… Öyle yapmaz da delil toplama açısından uygun olmayan araçlarla delil toplar, hukuki geçerliliği tartışmalı bu delillerle işlem yaparsan o zaman hem adaletsizlik yaparsın hem de durduk yerde toplumu rahatsız edersin… İşte tam da yaptıkları bu oldu…
Spor hukuku açısından ne bir itiraf varken, ne bir şikayet varken, ne de temsilciden yada hakemden bir rapor yokken, ne de izlediğimiz maçlar açısından insanı son derece rahatsız edecek maçlar yokken, sen işe organize şubeyi karıştırıyorsan, sen işe özel yetkili mahkemeyi karıştırıyorsan o zaman şike yapıldığını ispat edecek görüntülerin, para alışverişini gösteren belgelerin veya aziz yıldırım ve bu işe bulaşanların hesabını veremeyecekleri para hareketleri gibi herkesi, başta biz Fenerbahçelileri ikna edecek delillerin olur… Böyle delillerin yoksa şüphe ve algılarla, hukuki olmayan yollarla edinilmiş delilerle HUKUK TESİS EDEMEZSİN… Etmeye kalkarsan bu sadece ama sadece düşmanlık ve kin üretmekten başka işe yaramaz… İnsanların ikiye bölündüğü davalar hukuki zemini çürük davalardır…
Böyle davaların daha savcılık aşamasında bitmesi gerekir… Hadi savcılık iddia makamı olarak bir şansını denedi… Davanın görülmesine izin verecek mahkemenin böyle algıya ve yoruma dayalı delilerle açılan davayı reddetmesi gerekir… Tüm bu hukuk açısından rezalet işlerin hepsi TÜRKİYEDE sırf siyasi iktidar istiyor diye, sırf Tayyip Erdoğan’ın ve onun yandaşlarının paşa keyfi böyle istiyor diye yapıldı… Şimdi ben böyle hukuksuz bir işten dolayı ceza almayı sindiremiyorum… Dava, dava olsa cezanın en büyüğünü çekmeye razıyım… Ama allem edip kallem edip, tıpkı menderesin kedi köpek suçlamalarıyla idam edilmesi gibi FENERBHAÇENİN ceza çekmesini kabul edemiyorum…
13 Haziran 2013 15:06
Devamı…1
Biz bu şekilde işleyip işlemediğimiz belli olmayan, bu kadar fluu bir davadan ceza çekerken, bugüne kadar bizim davaya nazaran daha net delillerle diğerlerine hiçbir şey yapılmamış olması da fena halde canımı sıkıyor… Şimdi sırf diğerlerinin tatmin olması için ceza çekmemizi kabul edemiyorum… Diğerleri davanın hukuki olduğundan dolayı ceza almamızı istiyorlar değiller… Onlarda Fenerbahçe’nin günah keçisi ilan edildiğini, bu davanın başka bir hesaplaşma olduğunu bizim kadar biliyor ve inanıyorlar… Ama sırf taraftarlık duygularıyla hareket ederek, Fenerbahçe’nin zarar görmesini, şikeci damgası yemesini canı gönülden arzu ediyorlar… Hukuka karşı rövanşist duygularla yaklaşıyorlar…
Bu kalabalıklar, kafalarında keyfi olarak kararı verdikleri için Fenerbahçe ceza almayınca sanki yaptıkları yanına kar kalmış gibi davranıyorlar… Hâlbuki hukuk herkese lazım… Afaki delilerle, hukuki niteliği tartışmalı delilerle işlem yapılmasını bugün için arzulayanlar, yarın aynı şekilde kendilerine işlem yapılmasını arzu ederler mi ??? Maalesef bu konuda diğerleri taraftarlık duygusuyla hareket edip Fenerbahçe’nin suçluluğuna 3 temmuz günü Allaha imandan daha fazla kati bir duyguyla iman ettiler…
Bu kişilerin sözcülüğünü ünal aysal ve şürekâsı çok güzel yürüttüler… Fenerbahçe’nin savunması dahi alınmadan küme düşürülmesini istediler… Bu kişilerin bu yaklaşımları bir kısım Fenerbahçe taraftarını ister istemez savunmaya yöneltti… Oysa yapılması gereken çok basitti… Davanın en azından yazılı hukuk kurallarına göre yürütülmesi için herkes üzerine düşeni yapsa idi, bu dava olması gerektiği gibi hukuki zemini içerisinde görülse idi çok daha sağlıklı sonuçlanabilirdi…
Biz Fenerbahçeliler haklı nedenlerle ve hukuku diğerlerinin çiğneyip sağlıklı zeminde yürümemesinden dolayı davaya inanmıyoruz… Diğerleri de kesin suçlu olduğumuz ve ceza almamız gerektiğini düşünüyor… Dolayısıyla her zaman olduğu gibi yine bu işi de elimize yüzümüze bulaştırdık… Sonuçta öyle veya böyle bir karar verilecek ve maalesef bu karar tam olarak sinelerde insanların adalet duygularını tatmin etmeyecek… Dolayısıyla tam bir aşağısı sakal, yukarısı bıyık durumuyla karşı karşıyayız… Sırf diğerlerinin gözünde sözüm ona aklanmak (!!!) için ceza almayı da kabul edemiyorum… Diğerlerinin ceza almadığımız için bize yaptıklarımız yanımıza kar kalmış gibi davranmalarını da kabul edemiyorum…
13 Haziran 2013 15:08
Devamı…2
En güzeli FENERBAHÇENİN futbol branşını kapatmasıdır… Çünkü ADALET birilerinin elinde oyuncağa çevrilmiş durumda… bu işi yapanlar, yargılanıp Fenerbahçe’nin hakları teslim edilmediği sürece yarışmanın bir anlamı var mı bilmiyorum ??? Durumumuz şu örneğe benziyor… Bir insan iftira ve dedikodular sonrasında namussuzlukla suçlanıyor… Polis yazılı kuraların dışına çıkıp yapmaması gereken şekilde delil topluyor…, Savcı toplanan deliller hukuka uygun toplanmamışken ve bu mevcut delilleri destekleyen başkaca deliller yokken iddianame hazırlayarak o da yapmaması gereken şeyleri kuralın dışına çıkıp yapıyor…
Hâkim de yazılı hukuk kuralları gereğince değerlendirme yapmayıp mahkûmiyet kararı veriyor… Bu insanı sevmeyen diğerleri de yapılan işin doğruluğuna yanlışlığına bakmaksızın bu kişinin cezalandırılmasını istiyorlar… Şimdi bu durumda bu kişi ceza alsa da almasa da haksızlığa uğramış oluyor… ceza alırsa işleyip işlemediği yazılı hukuk kurallarınca ispatlanmayan dolayısıyla da hukukta şüphe sanık lehine olması gerekirken cezalandırılmış olacak… gerçekte yapıp yapmadığı net olarak tespit yapılmadan cezalandırılacağı için belki de yapmadığı halde ceza yemiş olacak… Ceza almadığında ise diğerleri yıllarca bu insana hakaret edip, aşağılayacaklar… Kınayacaklar… Sizce bu insan ne yapabilir…
Kendisine en baştan belli ceza verdirmek isteyenlere söz anlatabilir mi ??? Bir de suçu yokken verilen cezaya razı olup damgalanmış olacak… Böyle bir durumda bu insanın gideceği başka memleketi yoksa, her gün yaşadığı insanlardan hakaret işitecekse, aşağılanacaksa o zaman bu insanın kafasına sıkıp her gün ölmektense bir gün ölmesi ve bunca zulüm yapanların arasında yaşamaması daha onurluca değil mi ??? Derdini kimse görmüyorsa, seni dinlemek zahmetinde dahi bulunmuyorsa, apaçık konularda bile seni suçlayacak bir şeyler buluyorlarsa onların sana bahşedeceği onurla yaşamaktansa bir sefer ölmek en iyisidir…
Yapıp yapmadığımız belli olmayan bu davadan ceza almaktansa, diğerlerinin de bize hep suçlu muamelesi yapması karşısında en güzeli boşa nefes tüketmemek olacaktır… Yönetim zamanında dünyaya da derdini anlatmadığı için, mahkeme safhasında söz söylemenin ötesinde çalışmadığı için, artık derdini ne anlatabiliyorsun ne de kimse seni anlamak istiyor… FENERBAHÇE İÇİN TEK YAPILACAK ŞEY BUNDAN SONRA DİĞER TEMİZ VE NAMUSLULARIN (!!!) ARASINDA DAHA FAZLA BARINMAMAK VE ONURUYLA İNTİHAR ETMEK OLACAKTIR….
14 Haziran 2013 12:13
berkmert gibi taraftarlar oldukça ne futbolda pislik eksilir ne de sorunlar çözülür. Tapeleri okuyan herkesin alenen şike yapıldığını anlayabileceği bir süreçte (ki ben tamamını üşenmeyip okudum) hala iftira diye yazıyorsa ve sanki olmayan bir şikeden ceza alıyorlarmış gibi ağlıyorsa bu gibi kişiler varoldukça kazanmak için her yol mübahtır diyecek yöneticiler de var olacaktır. Çıkıp bu adamlar kendi koltukları uğruna şike yapıp Fenerbahçe'nin de adını lekelediler diye kızacağına şike yaparken yakalandılar ve sonra da bu sorunu çözemediler diye eleştirmek objektif olmak değildir. Kafası çalışan ve mantıklı düşünen herkesin ortada somut şike konuşmaları varken hala bunu reddetmesi ya ezberden hiçbir belge ve bilgiyi incelemeden konuştukları anlamına gelir ya da herkes yapıyordu, biz de yaptık ama yakalandık gibi çok kişinin dillendirdiği saçma argümanla yola çıkmak anlamına gelir. Her iki türlü de içine düşülen durum sadece ve sadece gaflettir. Bu gaflet içindeki kişilere allahtan akıl fikir, vicdan ve onurlu duruş diliyorum. Bizi bu duruma düşürenler çekip gitsin demedikleri ve hatta arkalarında mahkeme kapısında dolaştıkları için bu gibi taraftarlar şike yapıp yakalananlar ve o kulübün adını lekeyenler kadar suçludur.
14 Haziran 2013 22:04
Sacripante Re’ye cevap…
Bence sen git tedavi ol… Senin gibilerle ne konuşulur, ne de herhangi bir tartışmaya girilir… O okudum dediğin tapeleri bizde okuduk… Sadece tapeye baktığımızda ts yönetiminin hükümet karşıtlığından tutun, vatandaşı tahrik etmeye varan bir sürü daha beter konuşmaları var… Ama BAĞIMSIZ YARGIMIZ (!!!) ne hikmetse FENERBAHÇELİLERE yaptığı işlemi ts’lilere gelince yapmıyor… Sadece tapeden FENERBAHÇELİLERİ mahkum ediyor, ts’lileri ise aklıyor… Böyle tiyatro yargılamalarına karnımız tok bizim…
Aziz Yıldırımın ve iddia edildiği üzere diğer kişilerin şike yaptığını gösterir tape dışında bir delil var mı ??? O tapelerin birçoğunda yapılan hatalar dava sırasında ortaya çıkmadı mı ???Menajer hasan çetinkayanın nasıl Fenerbahçe çalışanı ile karıştırıldığını herhalde görmek ve duymak istemiyorsunuz… O tapelerde tape olsa yüreğim yanmayacak…
Sen bana şu sorunun cevabını izah edebilir misin ??? Yoksa vicdanı ve insafını birilerinin elinde oyuncak yapanlar gibi yapılan tüm hukuksuzlukları papağan gibi tekrar edip, ayet gibi muamele çekmeye devam mı edersin ??? Aziz yıldırımın mahkemede kendini savunma adına talep ettiği şeylerden neden bir tanesini dahi mahkeme kabul etmedi ??? Böyle yargılamamı olur ??? Suçlanan insanın hiçbir talebini kabul etmemek hukuk ülkesi olduğunu iddia eden bir ülkede mümkün mü ???
Aslında senin gibi hukuku keyfine göre destekleyip, keyfine göre köstekleyenlerle hukuk konuşulmaz… Ben askerin birşeyler yaptığını düşünenlerdenim… Siyasete müdahalesini de her zaman eleştirdim… Ama bu sevmediğim bu insanlara yapılan hukuksuzluğu alkışlama alçaklığını gerektirmez… Ben Müslümanım, Erdoğan’ın temsil ettiği kesime benzeyen, muhafazakar biriyim… Ama Erdoğan’ın yaptığı yanlışları sırf onun gibiyim diye alkışlayamam… Yanlışı her kim yapmışsa yanlış derim… Ben adam gibi adamımım… Yanlış yapan bugün için Erdoğan’sa karşısında beni bulacaktır… Yarın kılıçdaroğlu yanlış yapıyorsa onun karşısında olacağım…
Ben kişilere değil yapılanlara bakarım… Müslümanım deyip hak yiyen kişi ile Müslüman olmayan ama adil olan bir insanın bendeki yeri yaptığı işe göre olur… O yüzden mahkemenin, kalemi satılmış medyanın üflediği argümanlara karnımız tok bizim… HUKUK HERKESE LAZIM… Yorumla, afaki delillerle hukuk yürümez…
14 Haziran 2013 22:05
4000 sayfa dökümanı okuyup Fenerbahçe'nin net hangi maçta şike yaptığını söyleyemeyenlerin gelip burda "Ahkam" kesmesi kadar saçma birşey olamaz !
Bu tür insanlardan birşey beklemeyin asla net konuşmaz işkembe denen sindirim organının yorum yapmak içinde kullanıldığını anlarsınız !
15 Haziran 2013 02:12
Sacripiente,
Şıp diye çözüverdiğin alenen şike konuşmaları neyse önce onu yazacaksın. Uzundu kısaydı diye kıvırmadan hem de..
Öyle okudum, yaladım, yuttum, çözdüm gibi genellemelerle yargı bildiremezsin.
Ve farklı düşünen birilerini de gaflet veya akılsız, izansızlık veya suça ortak olmak gibi haddine düşmeyen hakaret içeren ifadeler kullanamazsın.
Görüşüne katılmıyorsan bunu edeple ifade etmek de gerekir.
16 Haziran 2013 09:13
Gerizekalılara son kez tane tane anlatayım.
3 Temmuz'un sebebi, Aziz efendinin artık senaryoya uymayacağını açık etmesidir.
Geçti borun pazarı, sür eşeği Niğde'ye, karşısındaki kitlenin ne olduğunu daha yeni anladı.
Taviz verdikçe daha fazlasını isteyeceklerini uygulamalı olarak gördü.Hatta iş artık futbolu da aştı, son birkaç sezondur diğer branşlara da sıçradı.Herifler tüm Türkiye'yi yutmuş; Aziz'i, Fenerbahçe'yi, futbolu, sporu mu dinler.
Bugünlerde görüyorsunuz işte, en ufak bir itiraza tahammülleri yok.
Ey gerizekalı; ben sana heriflerin her sezon kimin şampiyon olacağını belirlediklerini ve istediklerini şampiyon yaptıklarını söylüyorum, sen bana şike diyorsun.Şike demenizin sebebi de şu, desteklediğiniz kulüplerin hepsi bu iğrenç düzenden nemalanıyor.Her biri her türlü avantayı aldı, ister sahada ister saha dışında.Bir tek Trabzonspor'un saha içi avantası eksik kaldı, er ya da geç onu da eksik bırakmayacakları belliydi.
Yalnız şunu da unutmayın, bunlar karşılıksız değil.Misal en fazla avantayı alan ve cemaatçilerin köpekliğini yapanların mevcut başkanı neden göreve getirildi, kulübün gayrimenkullerinin malum çevrelerce talan edilmesini sağlamak için.O şahıs zaten bir anda parlayan bir ihale zenginidir ve o ihaleyi kimlerin sayesinde aldığını da söylememe gerek yok.Ha ama ''büyük başkan'', ''dünya yıldızlarını getirdi''.Sizin ben olmayan beyinlerinize tüküreyim.Onca ihya, onca avanta karşılıksız mı sandınız?
Trabzonlulara gelince, Trabzon HES'lerle katledilirken, bizzat kulüp bu katliama ortak edilirken siz avanta kupa peşine düşün.O kentin doğası da biterse hiçbir şeyi kalmaz.Gerçi siz Karadeniz Otoyolu'na da sessiz kaldınız, şaşırmıyorum.
Bunlar Aziz'in yerine Ferit'i geçirecekti,bugün Ferit'in ne mal olduğunu sade Türkiye değil bütün dünya biliyor.
Memleket battı haysiyetsiz köpekler, çok yakın bir gelecekte mevcut sınırları da ortadan kalkacak ve bölünecek.Tek derdiniz Fenerbahçe ise köpekliğe devam edin.Başınıza ne gelse müstehak diyeceğim, çocuklar aklıma geliyor.
Sizin şerefsizliğinizin bedelini onlar ödeyecek.
16 Haziran 2013 21:46
Sacripante Re gibi aklı kıt arkadaşların hepsine son bir hatırlatma:
Bakın kardeşim bizler de okuduk tapeleri ancak hiçbir halt bulamadık şikeyle ilgili.
haa hayal dünyanız geniştir değil şike, darbe girişimi bile bulabilirsiniz o tapelerde. şunu belirtmekte fayda var, varsayalım şike girişiminde bulundu aziz yıldırım, tapelerden de böyle bir durum hissediliyor, kardeşim gene de üzerine bir bardak su içeceksiniz. eğer yapıldıysa bile tapelerle adamları suçlayıp içeri atamazsınız. olan olmuş çırpınmayın boşuna. hukuk bunun için var, hukukun matematiği bu ispat gerekir, maddi delil gerekir. eğer sadece konuşulanlara göre olsaydı ceza verme dışarda adam kalmazdı. hala bik bik konuşuyorsunuz tapeler tapeler diye, varsa bile yetmiyor işte.
şimdi öyleyse neden bu adamlar 1 yıl içeride yattı o zaman dersiniz siz . şimdi bakın yukarıda bir arkadaş bahsetmiş daha fazla bahsetmenin manası yok adamlar kuşatmış heryeri istedikleri gibi at koşturuyorlar hala anlayamadınız tezgahı. Yeni bir düzen çabaları var ve bunu uygulamak için yapıldı bu tezgah.
Esas konuya gelirsem, durum çok basit, bu davayı anlamak için basitçe ikiye ayırabiliriz; 1-tapelerden şike sonucu çıkarmı çıkmazmı?
2-eğer çıkarsa sonuç ne olmalı?
birinci konusunda burada defalarca yazıldı çizildi artık konuşmak faydasız ben ve milyonlarca fenerbahçeli buna inanmadı çünkü zırvalık hepsi. ancak kötü niyetli olmak lazım ki şike teşebbüsü var diyebilmek için ama bu konuda da tartışmak manasız çünkü gözleri kör olmuş bir kitleye anlatamazsın bu durumu. bu nedenle birinci maddeyi geçiyorum.
ikinciye gelirsek, yukarıda da bahsettiğim gibi konuşmalardan ayan beyan şike girişimi belli olsa dahi, ki böyle bir şey yok, bu adamları şuçlayıp içeri atamazsın, kabul etmek zorundasın. Baştan sona saçmalıklarla dolu bir davayı savunmayı bırakın, Fenerbahçe yeni düzene kurban edilmek isteniyor siz de bunu alkışlıyorsunuz.
Biz bıktık sizin gibilere laf anlatmaktan, mümkünse başka takımların forumlarına takılın , bir sürü insan vardır sizin gibi. Bir sürü arkadaş da edinirsiniz orada. Hem bizi hem de kendinizi kurtarın bu ızdıraptan...
16 Haziran 2013 22:17
Sacripiente,
Sen ve senin gibi polis/savcı/hakim/avukat/cellat hepsi bir arada tipler futboldan elinizi ayağınızı çekin bilmediğiniz bir alan kalsın.. GS'nin çok net itiraflı şikelerini istersen Malatya'ya giden Doğan'ları,2005 Denizli'yi falan konuşalım..yada yukarıda yazıldığı gibi üşenmez şike olduğunu düşündüğün tapelerini yazarsın(yalnız yetmez fiziki takibi de yaz, para transferlerini,etkilenen maçlarda kimin şike yaptığını) öyle, okudum ben şıp diye anladım gibi bir yargılama,insan hakkında, olay hakkında hüküm verme hukukta yok emin ol yok.. hukuk maddi delillerle yürür sen ve senin gibi taraftarların hezeyanları ve saikleri ile değil.Atıp tutmazsan bizde önyargısızmış deriz bak bizde hatalıymışız deriz tartışırız bu şekilde ancak tepki çekersin.
Not: TS'nin 2010/2011 sezonu maçlarındaki balıklara,demirlere de bizim tapeleri okuduğun gözle bir göz atar mısın kardeş, senin gibi bir göze ihtiyaç var kesin...
18 Haziran 2013 10:55
Sevgili ve çok değer verdiğim Aethewulf. Fenerbahçe yönetimini suçlayıcı ve eksik bulduğunu belirten bir yazı yazmışsın. Ayrıca da "3 temmuz süreci ile ilgili son yazım" diye de eklemişsin. İşte bu "son yazına" çok üzüldüm. Çünkü 3 temmuz süreci ve Fenerbahçe'yi yok etme operasyonu daha da şiddetlenerek devam ediyor ve sen önemli bir fikir liderisin. Türkiye gündemine odaklandığını düşünüp bazı gelişmeleri atladığını sanıyorum. Ki, şimdi yazacaklarımı biz Fenerbahçeliler senden öğrendik.. Fenerbahçe adil yargılanmadı..!
Savunma hakkı tamamen kısıtlandı. Sanıkların, tanık olarak çağrılmasını istediği hiç kimse mahkemeye getirilmedi. Sanık lehine olan tüm deliller gözardı edildi. Bilirkişi raporları hiçe sayıldı. Ama daha da önemlisi, sadece tapelerden, tek maddi delil olmadan niyet okuma ile ceza verildi.
Ve bir spor davası ceza mahkemesine gitmesi gerekirken, AB hukukunun ve dolayısıyla UEFA’nın reddettiği ÖYM’lerde görüldü. UEFA’nın sadece bu yüzden bile bu dosyayı kapatması, olmadı tamamen bağımsız bir soruşturma yürütmesi gerekirdi. Niyet okuma Juventus’a yapılanın başka, ama daha da hiçbir dayanağı olmayan versiyonu.
Telefon dinlemeleri için çıkartılan izinlerin geçersizliği, izinleri onaylayanın mahkeme sürecini yürütmesi, aynı konuşmanın birden fazla maç için delil gösterilmesi, mahkemede itham edilen tek taraf olan Trabzonspor ve yöneticilerinin bırakın niyeti apaçık konuşmalarının gözardı edilerek ceza almaması gibi yığınla teknik ve mantık dışı noktalar da cabası.. Fenerbahçe o hukuksuz süreçte UEFA tarafından zorla Şampiyonlar Ligi’nin dışında bırakılmıştı. Şimdi iki sene men edilmesi talebiyle ortaya çıkılıyor.
Fenerbahçe’nin bu sezon Avrupa Kupalarında oynadığı maçlar sırasında gelişen olaylar nedeniyle Avrupa Kupası maçlarından ertelemeli men cezası almış olmasını da sürecin ilginç bir notu olarak eklememiz gerekiyor.
Disiplin Komitesi’ne sevk içeren iddianame niteliğindeki rapor sadece Cornu’nun Türkiye’de bulunduğu döneme ait Etik Kurulu Raporu, Gazete Kupürleri , Savcı’nın iddianemesi ve 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına dayandırılmıştır.
Tam iki sene süren çalışma sadece suçlamada bulunan tarafın belgelerinden toparlanmış, sürecin en başından itibaren ısrarla ve alışkanlıkla yapıldığı gibi savunma istenmemiştir.
Fenerbahçe’nin yapacağı savunma bir gün ile sınırlandırılmıştır. Burada da sözlü savunma yapılıp yapılmayacağı henüz kesinleşmemiştir. En başından bu yana sorgulamaya çalıştığımız şey hukuk, adaletin eşit tecelli etmesiydi.
Bu süreç ne Türkiye’de ne de UEFA’da asla Fenerbahçe lehine işletilmedi. Hep ilk günden itibaren ne ceza verileceği üzerinde spekülasyonlar yapıldı. Cornu'ya Fenerbahçe'nin %1 bile masum olma ihtimali yoktur denen masada kimler varsa onlar UEFA'daki kumpasın da mimarıdır..Ötelere gitmeye gerek yok. Tüm bunların ışığında senin bu operasyonda Fenerbahçe'nin yanından "son yazını" yazıp ayrılmaya hakkın yok Aethewulf kardeşim.. Çubuklu kal..!
18 Haziran 2013 16:35
genel kaanat olarak birkan a kesinlike katılıyorum. hele ki bu konuda galatasaray veya trabzonlu birinin fikrini duymak dahi istemiyorum!
konu nezaman biryerde geçse inanın kan beynime sıçrıyor. bukadar adi ve şerefisizin birlikte aynı yüzyılda denk gelmesi 6 milyar yıllık dünya tarihinin en cenabet olayıdır! velev ki Fenerbahçe şike yaptı Aziz Yıldırım kötü adam! o defalarca yalayıp yuttuğunuz tapelerde ts ile ilgili bölümlere inanmadınızda Fenerle ilgili bölümlere ayet gibi tapınmanız sizin ne mal olduğnuzu gösterir, zalat olayları dün gibi hatırlardayken! gökhan zan ın neden cezasının ertelendiği gün gibi açıkken futbol temiz de okuduğnuz rakı masasından sıçma tapelerde geçenler mi doğru?
futbolu şunu bunu bırakın artık insan bir utanma arlanma olur! 31 mayıs olayları sırasında milyonlar beyaz tv ye, erdoğan a, habertürk e,polis e,biber gazına, doğuş grubuna sövüyordu, inanmıyor güvenmiyordunuz, fatih altaylı,rok,baransu yalakaydı, molotof atanlar sivil polislerdi de madem, 3 temmuz olaylarından sonra ünal aysal habertürk e çıkıp eni konum manipülasyon yaparken,beyaz tv de ki futbol programı reyting rekorları kırıyorken, rok ve baransu kanaat önderinizken satılmış hain değilmiydi medya!? kadıköyde molotof atan fanatik fb taraftarımıydı yani kesin bilgi mi,paylaşalım mı tweeterda?
rte devletin bütün kurumlarına saldırıyorken, hsyk yı, orduyu, polis teşkilatını,imkb yi,merkez bankasını,trt yi,eti bank ı, ormanları,deniz kıyılarını,hastaneleri,telekomu,idoyu,portları,haberleşme ağlarını yani rantıbl tüm kurum ve kuruluşları ele geçiriyordu,özelleştiriyordu da Fenerbahçe ye saldırılınca mı Fenerbahçeliler kendini fasulyeden sanmaya başladılar? geçiniz,karakter yoksunu aid birer yalakasınız hepiniz! ne Atatürkçüsünüz ne milliyetçi ne de müslüman! farkında değilsiniz en büyük çıkarınız futbolda galibiyete,drogba ya sevinmek olmuş, ruhunuza işlemiş ucuzluk! 2 yıl da terim gibi hırsızlar kupa kaldıracak,sizde yatmadan önce bunu hatırlayıp tebessüm edeceksiniz diye memleketin enyüksek maddi değere sahip,en kuvvetli spor klübüne yapılan saldırıda 3 maymunu oynayacaksınız! sizin çıkarınız tekel işçilerininkiyle,milli servetle,madenle,alın teriyle,orduyla memleketin dinamikleriyle çakışsaydı ozmanda görürdüm sizi teke işçileri haksız çıksın diye sigarayı bile bırakırdınız siz! Atatürk "ebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir" derken alanya kalesinden, marmaris yat limanından bahsetmiyordu herhalde! bu kafaya sahip önce tüm fb li arkadaşlara daha sonra diğer tüm gs,ts ve bjk li hainlere acıyorum.
Türkiye liglerinde 29 kere şampiyon olmuş Fenerbahçe yi ne yamyam yöneticilere ne de beyinsiz gs ve ts taraftarına yediririz! Fenerbahçe büyüklüğünü hepiniz hissedeceksiniz! küme düşmeyse küme düşme! hodri meydan!
siz gidin sokaklarda adam öldürün! hükümeti tehdit edin! localar tiyatro oynasın siz izleyin ;) dorgba-florya eğrisini yakında tüm finans derslerinde görecek herkes! sattınız memleketi
20 Haziran 2013 22:23
Sn Aethewulf;
3 Temmuz sürecinde malum güçler-odaklar tarafından planlanan ve uygulamaya konulan tutuklama sonrası yönlendirilen yazılı ve görsel medyanın bombardıman diyebileceğimiz saldırıları yargısız infazları, en temel insan hakları ihlalleri karşısında;
Büyük emek, çaba ve özveri ürünü olan çalışmalar sonucunda elde ettikleri bilgileri paylaşarak Fenerbahçelilere sanal âlemde adeta rehberlik eden bir duruş sergilediniz.
Ve bu kararlı dik duruşunuzla Fenerbahçeli Yüreklerde yer edindiniz.
Günler, haftalar, aylar boyunca büyük bir ekip çalışması ile üretilen onlarca yazıyı tekrar tekrar düşünüp şu son yazıyı okuyunca şaşırmamak, düş kırıklığı yaşamamak ise mümkün değildir inanın.
Daldan dala atlamak gibi olacağı için hoş görünüze sığınıp,
Ağaçların gölgelediği bir avuç toprak için 31 Mayısta insanların Meydana çıkışında yazdığınız o yazılarında etkisini de düşünmenizi diliyorum.
Evet,
Özellikle tahliye sonrası izlediği tutum, takındığı tavır ve aldığı kimi karar yada karasızlıklar, sessizlikler, eksik kusurlar, yapılan yanlışlar için Başkana biraz kırgın, biraz kızgın olduğunuz anlaşılıyor satır aralarından.
Ki böyleyse haklı olduğunuzu ve bunlara katıldığımı da rahatlıkla söyleyebilirim.
Ama Başkanı değerlendirirken; onu bu toplumun diğer liderlerinden, toplumun bilgi bilinç düzeyinden hatta aydın dediğimiz kesimlerinin çıkar odaklı veya baskı ve zor karşısında ki küçük burjuva tutumlarından azade değerlendirmek, onu ideal olanla kıyaslamak ne kadar doğru olur.
Ve en can alıcı olansa;
3 Temmuz süreci boyunca tüm haksızlıklara karşı yazdığınız yazılar ortada iken;
Uefa Disiplin İnceleme-Yargılama sürecinde Başkanın bir yıllık zamanda ‘Savunma Konunda’ lobicilik Faaliyetleri ve Uluslararası deneyime haiz Hukuk Şirketlerinden ekip kurarak gerekli çalışmalarla hazırlanmayışından kaynaklanacak bir cezayı;
Adeta kabullenen, doğallaştıran diyebileceğim bir yazıyla karşılaşmak en hafifinden zordu diyeyim şimdilik.
Anlık bir kızgınlıkla kaleme alınmış olmasını ise yürekten dilediğimi belirtmeden geçemeyeceğim..
24 Haziran 2013 09:45
Fenerbahçelilerin (bende fenerliyim) aklı başına yeni geliyor. İlla UEFA'nın kulağımızı çekmesini bekledik. Bu kulak çekme de kulak koparma olacak gibi ya hadi neyse.
Bakıyorum yine düşürecekseniz düşürün nidaları yükseliyor. Ey aklı selim insan bu acındırmalardan vazgeç artık. 3 temmuzdan beri bunu yapıyorsunuz. Düşürecekseniz düşürün bizsiz bi bok değilsiniz diye diye Aziz yıldırım'ın götünü kaldırdınız yeterince. Bu adam başkanların arasındaki en haysiyetsizi bilmiyor gibi yapmayın.
Ey gezi parkına destek veren yönetim RTE yerine Aziz Yıldırım'ı koy ne farkı var sorarım size?
25 Haziran 2013 09:29
Hala aynı şeyler. Başkalarına bok atma, geçersiz tapeler falan. YA adam açık açık yapmış bu işi ki zamanında söyledi bunu.Maç sahada kazanılmıyor diyen bir başkan. Tarlalar sürüldü ekinler dize kadar geldi... Yapmayın allah aşkına artık. Ve yine Fenerbahçeyi yok etme çabalarıymış. Kim bizi niye yok etmek istesin. Mal mı bu adamlar.Bilmiyorlar mı fenerbahçeyi yok etmek onların zararına.
Yorumlarım onaylanmıyor zaten kendim yazıp kendim okurum artık...
26 Haziran 2013 22:33
a. yıldırımın maç sadece sahada kazanılmıyor demesini yıllar önce ts başkanı şike i tirafı olarak açıklamıştı, ben de bir tek ts başkanı veya fb düşmanı fanatiklerce ancak bu şekilde yorumlanır demiştim yanılmışım. bu şekilde algılayan taraftarlarımız da varmış. ben artık pes diyorum, yani maç sahada kazanılmıyor demek nasıl bir şike itirafıdır. ayrıca hangi salak kendini bu şekilde deşifre edip kendi ayağına kurşun sıkar.
anlaşılıyor ki o tapelerdeki konuşmalarda şike bulup suçlamak ve adamları içeri tıkmak için çok da zorlamaya gerek yokmuş, baksanıza biz milletçe yorumlama özürlü olduğumuz kendi taraftarlarımızdan belli...