Aykut Kocaman Röpörtajına Dair
Aykut Kocaman çok uzun bir aradan sonra bir canlı yayında bu kadar kapsamlı bir röpörtaj verdi. Söyledikleri, ima ettikleri ve söylemedikleriyle bir hayli ilginç bir röpörtajdı. Öncelikle hocanın kendini ifade etme yeteneğine, ego manyağı antrenörler gibi dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğünü düşünmeden açık sözlü haline saygı duymak lazım. Zaten Aykut Kocaman'a taraftarın duyduğu sevgi ve güven saha içi tercihler ya da kararlardan ziyade saha dışındaki bu şık duruşundan kaynaklanıyor.
Hocanın röpörtajda değindiği en önemli şey Alex mevzusunu kendi açısından değerlendirdiği bölümdü. Alex'e Spartak maçı için kendisini kullanmayı düşünmediğini 10 gün önce söylediğini Alex'in bu duruma fiili bir tepki göstermediğini Hoca'nın ağzından öğrendik. Aykut Kocaman ayrıca Gaziantep maçındaki "Aykut söyle Alex nerede" tezahüratını da organize ve planlı bir eylem olarak gördüğünü beyan etti. Benim anladığım kadarıyla Aykut Kocaman, Alex'in attığı tweet ve sonrasındaki spekülasyon ortamı ve tribün tepkisinin Fenerbahçe'ye karşı dışarıdan bir "görünmez el" tarafından planlandığını düşünüyor.
Burada kilit mesele Alex'in bu görünmez el tarafından dolduruşa getirilip böyle bir tavır takınması mı yoksa bizzat bu el tarafından planlanan operasyonda Alex'in inisiyatifi kendisinin alarak araçsal bir rol üstlenmesi mi? İkinci durum olduğunu düşünüyorsa Alex'in kadroda bir saniye kalması gibi bir şeyi düşünmek mümkün olmadığından belli ki ilk seçeneği düşünüyor. Yani Fenerbahçe üzerinde tartışma açmak isteyen bir grup vasıtasıyla Alex'in hocaya karşı dolduruşa getirildiğini düşünüyor.
Fenerbahçe'nin 3 Temmuz sonrası normalleşmesi epey bir zaman alacak bu gidişle. Kulüp öyle düşmanca bir muamelenin içinden geçti ki artık her görüş ayrılığı bir tehdit, her husursuzluk büyük bir komplo işareti gibi algılanıyor camia tarafından. Kulüp içi iletişim kanallarının çalışmaması, yönetimin yine tek adamlı bir monoblok olarak gözükmesi, ve yönetim kurulu üyelerinin son derece düşük profilli kişiler olması, ve kulüp muhalefetinin de ayan beyan değil bir yeraltı örgütlenmesi şeklinde olması nedenleri biraraya gelince Fenerbahçe bir spor kulübü değil Bizans İmparatorluğu haline geliyor. Bu normalleşmeyi nasıl sağlayacağız bilmiyorum o ayrı bir yazının konusu biz geçelim hocanın diğer açıklamalarına.
Aykut Kocaman'ın Alex'siz Fenerbahçe kurgusundaki en önemli gerekçelerinden biri Fenerbahçe'nin koşu mesafesinin Avrupa'nın elit takımlarından daha geride olması. Uzun vadede box to box oyuncu tipinin Fenerbahçe'ye hakim olacağını öğreniyoruz hocanın söylediklerinden. Hoca, koşma ve sprint mesafesinin önemini vurguladıktan sonra bunu fetişleştirmediğini de söylüyor, yani hem koşan ama hem de oyunun iki yönünü oynayabilen oyuncular istediklerini,ikisinin de eşdeğer önemde olduğunu belirtiyor. Hocanın söylediği teorik olarak doğru olabilir ama Fenerbahçe'de Alex'in oynamaması takımın fiziksel direncini diyelim %20 arttırırken takımın zekasını %50-%60 azaltıyor. Hoca Alex'siz bir takım yaratmak istiyorsa Alex'in oyun zekasının Christian, Topuz Selçuk ya da Meireles ile kapanmayacağını da hesap etmek zorunda.
Hocanın Spartak maçına dair söyledikleri de bir hayli tartışmalı. Aykut Kocaman Barcelona dışındaki hiç bir takımın Fenerbahçe'nin ikinci maçın ikinci yarısında yaptığı gibi Spartak'ı baskı altına alamayacağını söylüyor. Son 45 dakika ofansı düşündüğü zaman Spartak'ı baskı altına alabilen takımın neden 135 dakikalık bölümde son derece çekingen bir oyun oynadığını sormamız lazım Hoca'ya. Ayrıca strateji olarak Alex'siz oynanması düşünülen bir eşleşmede Fenerbahçe'nin etkili olduğu tek bölümün neden Alex'li bölüm olduğu da açıklanmaya muhtaç. Aykut Kocaman röpörtajda Spartak maçını çok önemsediğini, kaybedilen Galatasaray Süper Kupa finali ve ligdeki beraberliğin bu maça dair hesaplar yüzünden olduğunu belirtti. Ben burada Hoca'nın ciddi bir hata yaptığını düşünüyorum.
Bazen o an uğraştığımız şeye o kadar yoğunlaşırız ki onu bağlamından çıkarıp olduğundan daha önemli görürüz.Her doktorun uzmanlaştığı üstünde yıllarca çalıştığı alanı tıpın en önemli alanı olarak görmesi gibi. Bir hedefe içinde ezeli rakibinizle oynadığınız maçı feda edecek derecede odaklanmak o rakibi gözünde büyütmeyi/abartmayı da beraberinde getirir. Aykut Kocaman'ın Spartak maçını bu denli önemli görmesi Spartak'ı da gözünde büyütmesine yol açmış ve maça dair planlarını da tamamen rakip odaklı olarak yapmış. Ben Spartak'ın Aykut Kocaman'ın gözünde büyüttüğü kadar iyi bir takım olmadığını düşünüyorum. Daha genel olarak söyleyeyim her hangi bir branşta rakibe bu kadar odaklanmanın, kendi yapabileceklerinden ziyade rakibin kapasitesiyle ilgilenmenin sorunlu bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. İki senedir Galatasaray maçlarında yaşadığımız temel problem de bu. "Biz Galatasaray'a karşı ne yaparız" dan ziyade "Galatasaray bize karşı ne yapar" sorusunun daha baskın olması hocayı proaktif konumdan sürekli muhafazakar bir konuma sürüklüyor.
Hoşuma giden bir ayrıntıyı da belirteyim. Aykut Kocaman'ı oyunculuğunda bile bu kadar iddialı konuşurken görmemiştim, Takıma ve oyunculara güveninin sözde değil gerçekten içten olduğunu ifadesinden anlamak mümkün.Umarım bu güven duygusunu takıma da aşılayabilmeyi başarır.
Kimse eleştiriden muaf değil Aykut Kocaman da herkesin teknik direktör olduğu bu memlekette yaptıkları ya da yapmadıklarıyla eleştirilecek, bu gayet doğal. Fenerbahçelinin özen göstermesi gereken şey artık varlığından, 7/24 saat çalıştığından emin olduğumuz bir linç cephesinin değirmenine su taşıyacak şeyleri yapmamak. Antrenörü eleştirirken onu itibarsızlaştırmak için tetikte bekleyen bir cepheye lojistik destek sağlamamak.
Takım hakkında da hocanın sezon başı performansı hakkında da son derece karamsardım, ama Aykut Kocaman'ın iddialı hali ve 1,5 ay içinde takımın üst seviyeye çıkacağından gayet emin konuşması benim gibi kötümser birisinde bile temkinli iyimserliğe yol açtı. Aykut Kocaman ismini ilk duyduğumda 7 yaşında bir Antalya-Konya şehirler arası otobüsünde şöförün yanında bir taburede radyodan anlatılan maçı dinliyordum. Rize'de ilk yarı 0-0 bitmiş ikinci yarı oyuna giren Aykut 4 gol atmış ve biz 5-0 kazanmıştık. Şaşaalı 88-89 sezonunun ilk maçıydı. Yani Hoca'nın ismi de cismi de duruşu da 7 yaşından beri her daim bir umut vadetmiştir benim için. Umarım hayalindeki Fenerbahçe'yi gerçeğe dönüştürür.
9 Eylül 2012 03:28
Fenerbahce taraftarinin su aralar yaptigi en buyuk hata Alex icin Aykut Kocamandan bu kadar nefret etmeleridir. Ozellikle kucuk yastaki ( 10 - 20 arasi ) arkadaslarin tepkisi dikkatimi cekiyor.
Yapilacak en buyuk hata bir oyuncuyu klupten ustun tutmak olur. Taraftarin bu yaptigi ilerde Fenerbahceye cok is acar.
Alex'in oyle ya da boyle sonuc olarak yaptigi ortada, yaptiklarini saygisizlik olarak degerlendirmek art niyetlilik olmaz. Bundan kacmak art niyetlilik olur.
Bu saygisizliga destek veren taraftarlarin klup otoritesini bozduklarinin farkinda degiller. Yarin obur gun baska bir oyuncu icin baska teknik direktorler feda edilecek, baska baskanlar, baska yillar.
Ornegin ilerde Alex Fenerbahcenin teknik direktoru olursa (ki bu olaylardan sonra alex in fenerbahcede futbolcu olarak bile artik kalmamasi taraftariyim) ve bir futbolcuyu yedek birakti diye bu saygisizligi gorurse ne yapacak?
Butun bunlarin yaninda Alexi en cok elestiren bir takim medya saklabanlarinin suan Alexi inanilmaz bir derecede savunmasi dusundurucu.
Aziz Yildirim veya Aykut Kocaman'a karsi olunsun da ne olursa olsun mantigiyla Alex 'in olayinda Fenerbahceyi elestirmenin yolunu bulmuslar, Aziz Yildirim ve Aykut Kocamanin istifa etmesi konusunu dillerinden dusurmuyorlar.
Ben onu bunu bilmem, Aziz Yildirimda da cok israrci degilim ama Aykut Kocaman bu takimdan ayrilmamalidir. Bu kadar da kolay harcanmamalidir.
9 Eylül 2012 04:27
İzninizle ben de kendi görüşlerimi buradan paylaşmak isterim: "Aykut Kocaman'ın Dünyası": http://theeasiestgame.blogspot.com/2012/09/aykut-kocamann-dunyas.html
9 Eylül 2012 13:16
Fenerbahçe taraftarının Alex ve Kocaman arasında tercih yapmaya zorlanması, bir çocuğa babanı mı daha çok seviyorsun anneni mi, sorusunun sorulmasına benziyor. Aykut Kocaman, hedeflerine dair açıklamalarında "ben veya bir başka unsur hata yapmazsa.." diye başlayan bir cümle kurdu ki bence bu da hocanın duruşundaki kaliteyi gösteren bir başka unsur. Fenerbahçe'nin her kademesinde görev yapmanin zor olduğu bir gerçek. Aykut da, Alex de 2010-2011'deki şampiyonluk ve devamındaki sıkıntılı süreçte herhangi bir oyuncunun veya teknik adamın çok üstünde görev yaptılar ve şahsen bundan daha fazlasını beklemenin bencillik olduğunu düşünüyorum. Yakalanamayan sportif başarıların telafisinin olabileceği ama karakter kayıplarının yerinin doldurulamayacağını unutmamalıyız. Balık hafızalıların gelişmelere gösterdiği ani reflekslerin ne kadar yıpratıcı olduğunu bir kez daha gördük. Bir kaç ay veya yıl geriye dönmek çok zor değil. Lütfen hafızamızı dinç tutalım.
Güzel yazıydı. Elinize sağlık.
9 Eylül 2012 14:24
Eskiden kazandığımız maçlarla övünürdük; şimdi kendi hatalarımızla kaybedilen kupaların, geçilemeyen turların ardından rakibi nasıl baskı altına aldığımızla övünüyoruz. Kocaman'ın takımı Fenerbahçe'yi getirdiği nokta budur. Lafla peynir gemisi yürüseydi Aykut Hoca Morinho'nun koltuğunda oturuyordu bugün.
9 Eylül 2012 14:31
Aslında (bütün faktörleri içine alarak) Alex sendromu yazıda açıkça ifade edilmiş. "Alexli Fenerbahçe'nin takım direnci azalıyor gerekçesiyle 11 dışında tutulmasının takımın total beynini %60 azaltması".
Taraftarın Alex hassasiyetinin altında bu gerçeği görmesi ve aykut kocamanın bu soruna çözüm üretmeden köprülerin atıldığını hissetmesi var. Taraftar bir taraftan son yıllardaki yırtıcı futbolu görememekten üzülürken, bir taraftan da alex'li kontrollü futbolun başarısını görerek seviniyor.
Alex!siz Fenerbahçe'ye alışılmalı derken sanırım Aykut Kocaman bunu kastediyordu. "Alex kadar etkili bir futbolcu bir daha bulunamaz ve onun da performansı bir gün düşecek, buna hazırlanmalıyız" dedi sürekli.
Burada en önemli konu "Alexin bir gün olmayacağı" gerçeğiyle yüzleşmenin 1. zamanı mı? 2. bu sırada TD Aykut Kocaman ve onun oyun felsefesi'nin zamanı mı?
Bu kadar değerli (?!) bir konunun "3 temmuzu yaratanlar" "basın" "rakip takımlar" kısaca fenerbahçe düşmanları tarafından kullanılması gayet doğal.
Bence "Alex sonu" bir geçiş dönemiyle atlatılmalıydı ve Kocaman bunu yapıyor(du), burada Alex'in yüksek egosu (vd. kullanılma gibi konular) kadar yönetimin bu konuda "net" tavır koyamaması da krizin yönetilememesinin en büyük nedeni.
Alex ikna edilmeli, yoksa (hala bir soru işareti olan; Kocaman'ın Alex'siz takımının olası tökezlemesi) gerilimi arttıracak ve yeni bir 3 temmuz başlayacak ve bu kez resmen olmasa da fiilen bir bölünme yaşanacak. "Alex'in ikna edilmediği" dolayısıyla "taraftarın kafasında soru işareti bırakacak olan her çözüm" bu sonu getirecek.
kısaca Kocaman yönetimi, yönetim Alex'i, Alex taraftarı İKNA EDECEK.
9 Eylül 2012 14:34
+ Ali Oğul güzel söylemiş. Zamanında Alexi eleştirenler bugün onu savunuyor. sırf bu bile provokasyonu gösterir
9 Eylül 2012 15:29
teknik, taktik, oyuncu seçimi, takım kurgusu, alex vs. bunlarla ilgili lehinde ya da aleyhinde düşüncelerim olmakla beraber Aykut Kocaman ile ilgili görüşüm şudur: Futbol ve ülkemizin futbol ortamı hakkında ciddi bilgisi olan ve bunlar üzerinde kafa yormaya devam eden bir hoca. Kabul pratiği şu an için teorisi kadar iyi değil. Ama Fenerbahçe için uzun vadeli planları ve projeleri olduğunu hissettiriyor ve uzun vadede başarılı olacağına inanıyorum. Destek olmalıyız ve sabretmeliyiz.
9 Eylül 2012 20:50
bence alex'i başkası konuşturttu,kulübümüze oyunlar oynanıyor iddiaları sizin yanda duran dış mihraklar esprisiyle eşdeğer.faşist dikta devletlerin her olumsuz olayı dış güçler,iç hainlere yorumlamasından farkı yok şu yapılanın.
9 Eylül 2012 22:41
Alex'i başka odaklar falan konuşturtmadı, bal gibi kendi konuştu, kendince haklıydı, kendini bir çok kez medyanın önüne yatan hocasına aynı şekilde davrandığını haklı olduğunu düşündü belki de. Yaptığı tabiki yanlıştı tabiki ama onu bu psikolojiye sokan sebeblere bakmak lazım.
Aykut Kocaman futbol takımına makine muamelesi yapıyor, rakamlarla, istatiklerle yanlış olan herşeyi düzeltebileceğini düşünüyor ama futbol takımlarının hammaddesi insan ve insanları yönetmek motive etmek farklı bir yetenek gerektiriyor. Ben Aykut Kocamanın bu konuda oldukça eksik kaldığını düşünüyorum.
Tek umudum yapamayacağını anladığı an daha fazla zarar vermeden istifa edecek kadar Fenerbahçeyi sevdiğini bilmem.
9 Eylül 2012 22:42
Bence alexs meselesinde kulübün yapacağı tasarruf ne olursa olsun bu karara destek olmalıyız… Ayrıca yaşananların nasıl olduğunu bir kenara koyarsak, kulübün başkanı ve takımın teknik adamının alacağı kararlara ilk önce bizler saygılı olmaz ve desteklemezsek, pusuda bekleyen o kadar çakal ve sırtlan var ki, 3 temmuzu bile mumla aratabilirler… Bizler bu meselede ne kadar tercih yapmakta zorlanıyorsak, yönetimde teknik adamımızda benzer şeyler yaşıyorlardır… Hata insana mahsustur… Alacakları kararlar şuan veya gelecekte olası zararlar getirse de, karar alma noktasında olan SÖZ SAHİBİ BÜYÜKLERİMİZE güvenmekten ve onları desteklemekten daha iyi bir yol var mı ??? Zamanı geldiğinde kararları saygı çerçevesinde eleştirir ve olması gerekenleri ortaya koyabiliriz… Benim için şuan yönetim ve teknik adamımız ne derse önemli olan odur… Yıllarca Fenerbahçe futbolcuya dayalı düzenin kurbanı oldu… Bu durumu değiştirmemiz gerekiyor… Aykut’un dediği gibi hiçbir teknik adam kendi ayağına kurşun sıkmaz… herhalde şuan yeryüzünde AZİZ YILDIRIM kadar kulübün başarılı olmasını isteyen ikinci bir yöneticide yoktur… Bizler bu ülkede pusuda bekleyen ve fenerbahçeye karşı artniyetli ve taraflı olan medya olduğu sürece tartışmalarımız, sorunlarımız konusunda daha ketum olmalı ve eleştirimizi, tepkimizi, önerimizi saygı ve sevgi ortamı içerisinde ve saygı ve sevgi diliyle yapmak mecburiyetindeyiz…
10 Eylül 2012 01:45
Her şey iyi güzelde yine bir hipnoz durumu söz konusu gibi. Hoca bir roportaj verir ki amacı bu ortamı sağlamaktır insanlar umut dolar. E be mubarekler bu hocanın ilk senesi değil ikinci senesi değil üçüncü senesi. Yokmu aranızda daha neyin 1.5 ayı diyen? iki sene nerdeydin de 1.5 ayda seviye atlanacağına dair bir inanç doldurmaktasın? Hangi maça bakarak bu ışığı görmeliyiz?
Tuhaf geliyor güzel konuşuyor, iyi bir forvet idi ama kanaatimde değişme yok felaket bir TD. Umarım dediği gibidir umarım herşey yoluna girer ve uzun yıllar devam eder ve bizde belli disiplini olan bir kulüp haline geliriz.
10 Eylül 2012 10:03
linguisticsfc adli yorumcudan alinti;
("bence alex'i başkası konuşturttu,kulübümüze oyunlar oynanıyor iddiaları sizin yanda duran dış mihraklar esprisiyle eşdeğer.faşist dikta devletlerin her olumsuz olayı dış güçler,iç hainlere yorumlamasından farkı yok şu yapılanın.")
-ALICAN VAZOYU (TESTIYI) KIM KIRDI YAVRUM?
-DIS MIHRAKLAR ANNECIGIM.
Maras'ta katliam olur dis mihraklar, 80 oncesi cem evleri ve alevilerin kahvehaneleri bombalanir yine dis mihraklar, solcu ogrenciler katledilir dis mihraklar, sivas'ta aydinlar yakilir aa ama yine dis mihraklar, ve bunun ic kollari; sanki uzayliydilarda,ama ic mihraklar ulkenin gelecegi icin calisiyorlardi degil mi. Bu iki sozcuk hala oyle migdemi bulandiriyor ki, 80 sonrasi TRT nin propagandalarinda(haberler) fasist cunta iktidari tarafindan icerde uyutulma politika icin devamli kulllanildi. Sanki kendileri sutten cikmis ak kasiktilar da. Nasil bir aymazliktir ki kendileri bilakis o bahsettikleri seyin ta kendileri, oyunun bir parcasiydilar. Benim icin silagin tetigini cekende, cektirende aynidir. Siz kendinizi kandirmaga devam edin.Bu boyle SURUPGITMEZ.Bir toplum kendiyle yuzlesmiyorsa o toplum geri kalmaya, koyun gibi gudulmeye mahkumdur. Birakin Marasi,80 oncesini bu toplum hala Sivas katliamiyla bile yuzlesemedi (daha dogrusu yuzlesmek istemiyor.). Hafizasini kaybeden adam bile her ne pahasina olursa olsun gecmisinde olup bitenleri ogrenebilmek ugruna yirtinir. Hafizayi sifirlamaya calismak ne buyuk bir gaflettir. Oysa gecmiste olup bitenlerle yuzyuze gelmek varken. Dunyanin, birakin evrenin neresine giderseniz gidin gecmisiniz yakanizi birakmaz. Simdi konuyla alakasi neydi gibisinden sorulara cevaben bu yazida anlatilan dis mihraklar Fenebahcemizi bolmek icin Alex'imizi kullanmislar. Siz bu yazdiklariniza inaniyorsunuz; cunki "Kraldan daha Kralcisiniz" da ondan.
Not: Elin oglu olmasina ragmen o kadar haksizlik yapiliyorken butun kalbimle haksizlik yapildigini inanirken bende sizden Alex hakkinda riyakarliga varan bu elestiri durumuna karsi bir yazi yazmanizi isteyecektim ki iyikide istememisim. Siz tarafinizi coktan secmissiniz blog olarak.
Son olarak Aykut, kocaman bir hictir. Ve cok yakinda tanik olacaksiniz (Turkiye dahil isveren olarak hicbiryerde CV'si bu kadar kotu olan birine boyle pozisyonda gorev vermezler. Buna isveren olarak Aziz Yildirim'da dahil. Geriye tek bir secenek kaliyor on yildir varolan suan ki siyasi iktidara ve cevrelerine yakinlik).
10 Eylül 2012 10:16
Aykut Hoca konusunda kısaca yazarsam;
Bu adam şansızlık yaşamazsa, başaracak. Buna adım gibi eminim. Şimdiye kadar gelen teknik direktörlerden en geniş vizyona sahip, Fenerbahçe'ye en çok mesaiyi harcayan, en çok kafa yoran, dünya futbolunun nereye gittiğine en çok dikkat eden teknik direktördür. Zico bile var olan şablonda pek değişiklik yapma cesaretini göstermeden var olan futbolcuların potansiyellerini artırdı ve zaten ondan beklenen buydu, başardı.
Ama Aykut Hoca'nın düşündüklerini sahaya yansıtabilmesi için 3 şey gerekiyor. Caminanın sabır göstermesi, bu kadar şanssız sakatlıkların yaşanmaması ve futbolcuların ona saygı göstermesi. Futbolcular üzerindeki otoritesi tamamen kendi sorumluluğunda; ama bu üçü olursa Avrupa liginden elensek bile takım çok iyi bir yola girecektir.
Asıl söylemek istediğim şey ise yazıda geçen "kulüp muhalefetinin de ayan beyan değil bir yeraltı örgütlenmesi şeklinde olması" ifadesi. Bu gerçekten de ayrı bir yazıyı hakediyor. Ben Aziz Yıldırım'ın yanlışları olsa da bu kulüpte başkan olabilecek tek kişi olduğuna inanıyorum. Muhalefetin çoğunun da Fenerbahçe'ye Aziz Yıldırım kadar bağlı olmadığını, bir koltuk ve o koltuğun getirdiklerinin hesabını yaptıklarını düşünüyorum.
Ama gerçekten de Fenerbahçe'deki muhalefetin bu denli görünmez olması, konuşmaktan kaçınması da hiç sağlıklı değil. Bunda Aziz Yıldırım'ın payı büyük. Ama artık bunun kulübe de zarar vermeye başladığını görmeli. Kim muhalefetteyse, çıkıp istedikleri gibi konuşmalarına imkan sağlamalı. Aksi takdirde Alex konusu gibi (ki bazı bilgilerin içeriden sızdırılması, kadın taraftarların organize tezahüratı, medyadaki bazı kişilerin konuyu ele alışları bunu gösteriyor) kulübü en iyi bildikleri yerden sallamaları devam edecektir. Bunlar paranoya ya da taraftarları birarada tutma amacını sağlayan bir korkutma falan değil. Olayların nasıl geliştiğine, kimlerin bunlara dahil olduğuna ve ne yazıp söylediklerine bakmak yeterli.
10 Eylül 2012 13:20
"Parasını alamadığı için sorun çıkardı."
"Hocasına maçtan önce "hazır değilim" dediği halde basının karşısında "hazırdım, şans verilseydi oynardım" dedi."
"Oynamayacağını nedenleriyle birlikte bildiği halde bilmiyormuş gibi davrandı."
"Zico'yu başkan'a şikayet etti."
"Disiplinsiz."
"Takımın hücumda ağır kalmasına neden oluyor, mücadele gücünü düşürüyor."
"Takım içinde sorun yaratıyor, takım arkadaşları da bundan rahatsız."
"Kendisini Fenerbahçe'nin üzerinde görüyor."
medya alexi koruyor diyen arkadaslara yukaridaki basliklari hatirlatirim. bunlar aykut icin degil alex ixin yazildi.
ikincisi alex le aykut arasindaki iliskiyi ridvan dilmenin yorumlarindan anlamak cok basit. bu sorun young boys maci sonrasi ilk alevlendiginde en büyük alexci olan ridvan birden aykut kocaman gibi oyunun merkezinde sorun var, alex yeterli degil vs. gibi yorumlar yapmisti. yani ne zaman alex aykut tartismasi yasansa güya en büyük alex hayrani ridvan dilmen bile aykutcu oluyor. alexin medya yada yorumcu destegi bumu? alaatin metin mi yada sinan engin gibi alex i daha gecen sene yere göge sigdiramayan ama bugün yerden yere vuran dönekmlermi?
artik sundan kesinlikle emeinim: fenerbahce taraftari objektif degil. herkes alexi en cok elestirenler alexin tarafini tutuyorlarmis? bir tane somut örnek lütfen. yoksa altan tanrikulu alexi övdüde benmi duymadim?
10 Eylül 2012 14:08
@afiador
olayın dışarıdan müdahale yüzünden olduğunu düşünen ben değilim, aykut kocaman'ın öyle düşündüğünü yazdım. ayrıca böyle saçma sapan bir alex'ci- aykutçu bölünme gerekiyormuş ve illa bir tarafta yer almamız gerekiyormuş gibi bir zihin yapısı da son derece sakat bir anlayış. aykutçu,azizci alexci niye nitelendirilmek kadar sıg bir yaklaşım yok, hocayı linç etmeden alex konusundaki oynatmama tasarrufunu eleştiriyorum zaten, içiniz rahat edecekse alex'i en az sizin kadar sevdiğimizden de emin olabilirsiniz.
10 Eylül 2012 14:33
kimsenin derdinin hocayi linc etmek oldugunu düsünmüyorum, yada kücük bir kesim hocayi linc etmek istiyor olabilir. ama alex suanda büyük bir medya destegiyle linc edilmeye calisiliyor. madem oynatmayacaksin sezon sonunda omuzlar üzerinde yollardin. simdi linc ederek ayaklar altina alarak yollanmak istenmesine karsi olmamak benim vicdanima ters. eger takim kamptani linc ediliyorsa (spartak macinda medya nin gaziyla selcuk un linc edildigi gibi, yada alexin alkmar macinda yuhalandigi gibi, aziz yildirim ve 3 temmuz süreci gibi)buna karsi durmak zorundayiz. yarin eger aykut hoca haksizca linc edinilmeye calisilinirsa o zaman tabiki onunda arkasinda dururuz. yani gerektiginde aykutcu da oluruz...
10 Eylül 2012 14:37
ya arkadaşlar bırakın bunları yapmayın yorum filan ya bi etrafınıza bakın adamların oyuncuları adli bir olaya varacak şekilde kavga ediyor sonrası malum baba şefkati her şeyi çözüyor medyamız gık demiyor;bizim konuya çörekleniyorlar boku çıkıyor.Sonra baba çıkıyor yapılamıyan bir transferi anlatıyor (yapılmasıda kendilerince imkansız bir tarnsferi)gelseymiş iyi olurmuş ama maliyeti çok zormuş (kaka dan bahsediyo)medya şak şakçı vaybe diye manşetler... ulan olmamış olmayacak bir şeyi konu yapıyor gık yok,Alex yarım dönem okul taksidi yatırmış vayyyy kıyamet kopuyor.Savcı-polis diyorduya gülerek izliyoruz işte gerçek oldu;bizi izliyorlar... nolur alet olmayın...destek olun.
10 Eylül 2012 14:55
Alexsiz oyun zekası kıtlığı, eldeki futbolcuların doğru kurgu ve tempoyla oynaması sonucunda kapanabilir. Eldeki oyuncular az buz oyuncular değildir. Kuyt, Meireles, Sow, Krasic in yüksek tempoyla oynadığı bir takımda Alex e ihtiyaç kalmaz.
Alex "hocam beni kıskanıyor" yazıyorsa tarihi ön eleme maçı öncesi, sonrasında da sivas karşısında kafası meşgul diye sorumluluğunu yerine getiremiyorsa bu pozisyonda her ne olursa olsun, Aykut hatalı da olsa kısmen, ben Aykut Hocayı değil Alex i tartışırım. Yaptığı yanlıştır.
Aykut hocaya güvenmek ve inanmak boynumuzun borcudur. Bu takımda istikrar ve başarı istiyorsak bu isimle olacaktır. Kazanılmış bir lig ve bir de kupa vardır. Geçen sene de takım herşeye rağmen ligi ikinci bitirmiştir. Kısacası inanç ve güven için peygamber sabrı falan da gerekmemektedir, keza rakamlar ortadadır.
10 Eylül 2012 14:58
@jay_jay - madem oynatmayacaktın kısmını anlamıyorum yazılanların. adam bir maç oynatmadı, bu mudur bütün herşeye sebep! aykutcu olmak ne demek? alexci olmak ne demek? ben anlamıyorum valla bu tartısmaları. Alexi linc eden olmadığı gibi varsa da sebebi kendi attığı tweetler. Alexin bazı şeyleri yeniden gözden geçirmesi lazım. taraftarın da aykutcu aleksci değil fenerbahceli olması şart!
11 Eylül 2012 03:54
@d9cf7972-1b3f-11e1-a295-000bcdcb2996 spartak deplasman macinda oynamadi antep macinda kadroda yoktu, spartak iceride ikinci yarida(60. dk gibi) oyuna girdi. sorun aslinda bu degil ancak buna ragmen bir mac oynamadi demek carpitmaktir ki bunu kendisine yakistiran carpitmaya devam edebilir ki hem tartismayi hemde istatistikleri carpitmak ayiptir, hele ki her gün takip ettigimiz, gerekirse canimizi verecegimiz olgu üzerine tartisirken bu tip carpitmalar görünce gerizekali muhamelesi gördügümü his ediyorum
11 Eylül 2012 10:22
@jay_jay - rakam konuşmak gerekirse matiasarielfernandez blogspottan alıntı rakamları sunayım sanan, ondan sonra rakamlar çarpıtılıyor mu çarpıtılmıyor mu herkes karar versin.
"Alex de Souza
Maç Başına Dakika
1-Daum – 86.32
2-Zico – 84.90
3-Aragones – 81.98
4-Aykut Kocaman – 78.68
Maç Başına Gol
1-Aykut Kocaman – 0.58
2-Daum – 0.50
3-Zico – 0.43
4-Aragones – 0.43
Maç Başına Asist
1-Daum – 0.52
2-Aragones – 0.48
3-Zico – 0.40
4-Aykut Kocaman – 0.40
Ortalamalara baktığımızda Alex de Souza en başarılı dönemini Daum önderliğindeki Fenerbahçe'de geçirmiş olduğu görülüyor.Daum'un 4-4-1-1 sistemini iyi uyguladığını düşündüğümüzde hiç de şaşırtıcı değil.İkinci sırada ise Aykut Kocaman var.Hani kıskandığı için oynatmak istemeyen Aykut Kocaman.Bu rakamlar bile kıskançlık hikayelerinin ne kadar anlamsız olduğunu gösteriyor.Aykut Kocaman'ın geldiği günden beri savunduğu Alex de Souza'yı daha idareli kullanma fikrini aslında hayata geçirmeye başlamış gibi duruyor.Dakika ortalamasında en altta yer almasına rağmen gol ortalaması 0.58 gibi iyi bir düzeyde."
Elbette Daumun elindeki kadronun ve Alexin o zamanki yaş ve fizik durumunun hatırlatılmasına sanırım gerek yok.
Bu yetmediyse bir de şu anektodu aktaralım; Alex son 3 sezondur sakatlık harici 5 ya da 6 kere ilk 11 başlamadı.
Antep maçında başlamadı yazmanızı asıl çarpıtma olarak değerlendiriyorum. Hocasına kıskanç diyen adamın bir sonraki maça başlamasını beklemek nasıl bir yaklaşımdır? Messi olsa başlamaz.
Kısacası rakamlar ortadadır. Çarpıtma yoktur, varsa da bu zamana kadar Aykut hocanın Alexden aldığı verimi ve onu ne denli iyi kullandığını görmemek isteyenler tarafında vardır.
Takım kaptanı şımarık bir çocuk gibi davranmaya devam ettiği sürece her türlü eleştiriyi ve yergiyi de ne yazık ki üstlenmek durumundadır. Karşısındaki hocanın adı Aykut değil Yılmaz Vural olsa da bu böyle, zira nihayetinde o makam Fenerbahçe TDlüğü makamı.
Alexin bu melodramayı bize yaşatmaya, CL elemesi öncesi takıma yaşatmaya, daha da ötesi Fenerbahce üzerinden rant kazanan bilimum medya o.ç. bu keyfi yaşatmaya hakkı yoktur. yanlış yapmıştır.
13 Eylül 2012 18:50
Aykut KOCAMAN in soyledikleri cok guzel cok harika, kendisini de Alexi de cok severim. Fekat, kosu meselesine takildim. Senin rakibin kosmuyorken sen kendi kendine nasil 120-125km kosucaksin? Ingiltere liginde oynat Feneri 10 haftada istedigin kosu mesafelerini yakalar, cunku MECBUR. Ama rakibin dusuk tempolu hakemlerin duduk calmaya bu kadar hevesli olursa nasil olacak bilmiyorum. Aykut avrupaya kafayi takmis gorunuyor lig maclarini deneme maci olarak gormeye devam ederse, bu medya onu yer. kimleri yemedi ki.. 3 temmuz ruzgari da tersten esmeye basladi, isi cok zor.. Ustuste 3-4 mac kazanmasi lazim bu takimin, benim bildigim FB de sular ancak o zaman durulur.