Vefakâr Abidelere Teşekkürler



Kimisi sporculuğuyla abide, bazısı yöneticiliğiyle ama hepsi birden insanlığıyla aslında... Kendim ve benim gibi düşünen ağabeylerim ile kardeşlerim adına, Fenerbahçe'den çok adam çıkacağı konusunda rahmetli Halit Çapın'ı haklı çıkartan herkese; eski sporcusundan eski yöneticisine, Divan Kurulu mensubundan, Yönetim Kurulu üyesine kadar bütün büyüklerimize teşekkür ediyorum.

Aşağıda vesileyi arz edeyim.

Geçenlerde bir yazıda, yeni yapılan spor kompleksinin içerisinde yer alan bir spor salonuna, Fenerbahçe'nin efsane sporcusu Ayten Salih'in adının verilmesini önermiştik.

"Blogda yazdığımızla kalmayalım" diyerek, fikrimizce bu konuda bize destek vermesi muhtemel insanları haberdar ettik.

Çok sevinenler oldu ki bunlar aslında tahmin ettiğimiz kişilerin, tahmin ettiğimiz mutluluğuydu.

Ancak üzerinde durmaya artık çok da değmeyecek üzücü bir parantezi "tahmin etmediğimiz tepkileri veren" insanlar için açmak gerek.

"Mütefekkir" sıfatını haiz olup fikren kendimize yakın sandığımız bazı kişilerin, yapılmış anlaşmalardan dem vurması ve benzeri önerilere başkanın daha önce kızdığını söylemesi, fetva kesinliğinde, doğrudan bir "Olmaz" şerhini beraberinde getirdi.

Oysa biz en azından bir "Deneyelim bakalım. Attığımız taş kolumuzu yormaz" gayreti veyahut da hiç yoktan "Öyle olmaz ama bir de şunu zorlayalım" yol göstermesi bekliyorduk. Olmadı.

Ama bu "olmadı"nın bir faydası oldu. "Her işte bir hayır vardır" kabilinden bizim aklımız aydınlandı. Bir kez daha "Ne varsa, tanıdığın, bildiğin, omuz omuza durduğun insanda vardır" fikrinin sağlamasını yapmış olduk.

Gelelim sadede.

Geçtiğimiz hafta yapılan Yüksek Divan Kurulu toplantısından bir gün önce Dereağzı'na gittim. Halit Deringör'ü görünce, Ayten Salih hakkındaki fikrimizi kendisine ilettim. Allah razı olsun, çok alakadar oldu ve "Bunun Divan Kurulu'nda gündeme getirilmesi iyi olur" dedikten sonra "Köksal Özbek ile bir konuşalım. İlgilenecektir" diye ekledi.

Şansımıza Köksal Bey de oradaydı. Fenerbahçe'yi şimdi bile salonlarda hiç yalnız bırakmayan değerli bir yönetici olduğu için sevinerek yanına gittik. Vaziyeti izah ettik. Yazının bir nüshasını takdim ettim. Önerimizi çok beğendi. "Ertesi gün muhakkak kürsüde değineceğini" söyledi.

Ve dediğini yaptı.

Karşılaştığı tepki çok olumluydu. Yönetim Kurulu tarafından, bahse konu salon olmasa bile, başka bir tesise Ayten Salih ismi verilebileceği söylendi ki bizim istediğimiz de tam olarak işte buydu. Yani hassasiyeti uyandırmak. O salon olur, başka bir yer olur. Yeter ki olsun. Fenerbahçe bir ilki daha yaşatsın.

Velhasıl...

Tanımaktan, elini öpmekten, aynı sofrada oturup Fenerbahçe konuşmaktan onur duyduğum Halit Deringör'e,

Günümüz yönetici profilinin çok uzağında bir mütevazilik ve feraset göstererek bizlerin fikrine değer veren Köksal Özbek'e,

Kerameti kendinden menkul ön yargılı kişilerin aksine "Çok güzel bir fikir" diyerek "Neden olmasın?" ışığı yakan Yönetim Kurulu'na,

Ve Ayten Salih adını alkışlayan Divan Kurulu üyelerine tekrar tekrar teşekkürler.

"Nasılsa olmayacak dua. Bir de 'âmin' deyip kendimi mi yorayım?" demek yerine, öneriye değer ve bizlere omuz verenler Fenerbahçe tarihinin vefa abidesidir.


4 comments:

  1. Dr Hasan Batuk dedi ki...

    Yönetim kurulu pek de düşünüldüğü gibi tu kaka değilmiş desenize...

  2. erimoc dedi ki...

    sayenizde kulübüne ve tarihine sahip çıkan taraftarlar olduğu sürece buna tepkisiz kalacak yönetimler olabileceğini sanmıyorum yoksa o koltuklarda oturmaya devam edemezler.Son tepkilerde de yönetimimiz bize biraz daha fazla güven verdi;umarım bozmadan devam ederler.

  3. ben-i Adem dedi ki...

    "Nasılsa olmayacak dua. Bir de 'âmin' deyip kendimi mi yorayım?" demek yerine, bu uğurda mücadele eden Canarino'ya da sonsuz teşekkürler..

  4. Sosyal_FB dedi ki...

    Alkışlanacak şey alkışlanır, "tu kaka" denilecek şey için de yorum yapılır. Allah'a şükür, "aile" dediğimiz Fenerbahçeli kitleye şükür sayesinde herkese ulaşabiliyoruz, her tepkimizi yüzlerine de iletme şansımız oluyor, muhterem.

Yorum Gönder