16 Mayıs 2011
Penaltılar ve Kurallar

Futbol bu kadar zor bir oyun değil esasında. En azından Erman Toroğlu'nun inanmamızı beklediği kadar zor değil. Bugünkü yazısında, Ankaragücü maçında Alex'e yapılan faul sonrası verilen penaltı kararının hatalı olduğunu söylüyor. Bir çokları ise Cüneyt Çakır'ın verdiği penaltı kararlarına baktığında efsanevi "Fenerasyon, hakemler, medya, ABD, CIA, Kuzey Kore Cumhuriyeti" altıgenini görmekte. Bunlara gerek var mı? FIFA tarafından yayınlanan TFF tarafından internet sitesinden herkese sunulan 2010/2011 futbol oyun kitapçığına baktık, karşılaştırdık. [1]
Kural 14- Penaltı Vuruşu:
Bir penaltı vuruşu, top oyunda iken, cezası direkt serbest vuruş olan on ihlalden birini kendi ceza alanı içinde yapan bir takım aleyhine verilir.
Kural 12- Fauller ve Diğer Fena Hareketler
Fauller ve fena hareketler aşağıdaki şekillerde cezalandırılır.
Direkt Serbest Vuruş
Bir oyuncunun aşağıdaki yedi ihlalden birini hakemin kanaatince dikkatsiz, kontrolsüz veya aşırı güç kullanarak yapması durumunda rakip takım lehine bir direkt serbest vuruş verilir.
- rakibe tekme atarsa veya tekme atmaya teşebbüs ederse,
- rakibi çelmelerse veya çelmelemeye teşebbüs ederse,
- rakibin üzerine sıçrarsa,
- rakibe şarj yaparsa,
- rakibe vurursa veya vurmaya teşebbüs ederse,
- rakibini iterse,
- rakibe ayakla müdahale (tackle) ederse,
Ayrıca oyuncunun aşağıdaki üç ihlalden birini yapması halinde rakip takım lehine bir direkt serbest vuruş verilir,
- rakibini tutarsa,
- rakibine tükürürse,
- bilerek topa elle müdahalede bulunursa (kendi ceza alanındaki kaleci hariç)
İhraç Verilecek Haller:
Eğer bir oyuncu, yedek bir oyuncu ya da değiştirilmiş bir oyuncu aşağıdaki yedi ihlalden birini yaparsa kırmızı kart gösterilip oyundan ihraç edilir:
- ciddi faullü oyundan suçlu ise,
- şiddetli hareketten suçlu ise,
- rakibe veya bir başkasına tükürürse,
- topla bilerek elle oynayıp rakip takımın bariz golünü veya gol atma şansını önlerse (kendi ceza alanındaki kaleci hariç)
- kaleye doğru ilerleyen rakibin bariz gol atma şansını serbest vuruş veya penaltı vuruşu gerektiren bir ihlal ile önlerse,
- saldırgan, hakaret edici veya küfürlü bir şekilde konuşursa ve/veya baş ve el kol hareketleri yaparsa,
- aynı maçta ikinci bir ihtar alırsa.


1. PENALTI POZİSYONU
Top ceza sahası içerisinde mi? İçerisinde. Alex topu kurtarmış, Ankaragüçlü oyuncu ayakla kime müdahale ediyor? Alex'e. Ceza sahası içerisinde yapılan ve direkt serbest vuruş gerektiren faullerin cezası futbol oyun kitapçığına göre ne? Penaltı. Karar doğru mu? Buz gibi. Erman hoca ne diyor? Rakibin (Ankaragüçlü oyuncunun) ayağı yerde, Alex kendini bıraktı. Zinhar doğru değil. Görüntülerde de, fotoğrafta da açıkça gözüküyor, Ankaragüçlü oyuncu Alex topu kurtardıktan sonra ayağıyla müdahale ediyor, Alex de düşüyor. Oyun kitapçığı açık, Erman Hoca bunu bilmez mi? Bilmemesi mümkün mü? Bilmiyorsa Hürriyet gazetesi'nde yazı yazma hakkına, televizyon programlarına çıkıp yorum yapma ayrıcalığına sahip olması kabul edilebilir bir şey mi? Erman tabi ki biliyor, ancak Hüseyin Göcek yönetimini Fenerbahçe lehine bulmuş bir insanın güdüleriyle pozisyonu analiz ettiğinde, Fenerbahçe aleyhine olan duygularının esiri haline gelmiş gözüküyor.

2. PENALTI POZİSYONU
Müdahale var mı? Var. Niang topu sökmüş gidiyor, rakip kaleci ayağını Niang'a takıyor. Bariz gol şansı var mı? Var. Ne diyor futbol oyun kitapçığı? "aleye doğru ilerleyen rakibin bariz gol atma şansını serbest vuruş veya penaltı vuruşu gerektiren bir ihlal ile önlerse" ihraç edilir. E kardeşim, penaltı, penaltı gerektiren bir ihlalle bariz gol şansını önlemek de kırmızı kart ile ihraç sebebi. Gayet açık. Japoncadan çevirmiyoruz, quantum fiziğinden bahsetmiyoruz. Penaltı ve kırmızı kart kararı doğru.


3. PENALTI POZİSYONU
Niang bir kere daha topu çıkarmış, kaleci topa değil futbolcuya müdahale etmiş, bariz gol şansı yok. Çünkü topu sökse bile iki Ankaragüçlü oyuncu pozisyonda bulunuyor. Dolayısıyla penaltı ve sarı kart kararı doğru.
Şimdi bunları böyle yazmak zorunda kalıyoruz çünkü herkes bu pozisyonların penaltı olduğunu ve kararların doğru olduğunu biliyor. Esas insanı delirten şey de bu. Herkes biliyor. Herkes bunların doğru ve adil kararlar olduğunu, hakemin bu kararları vermek için zaten hakem olduğunu biliyor. Ancak bu ülkenin aklı herhangi bir durumun haklı olup olmadığını, meşru olup olmadığını umursamıyor. Burada futbola bile bulaştırdığımız komplo kültürüyle, herhangi bir davranışın yalnız doğru olması, haklı olması artık tatmin etmiyor, siyasal olarak da "uygun" olması gerekiyor. Menfaatlerine aykırı ise, doğru bir karar dahi "kötü" bir karar, kötü bir karar olduğu için de gene komplo mantığı içerisinde haklı bir karar da olsa -sonuçları sebebiyle- yanlış bir karara evrilebiliyor. İnsanlardan hakka uygun davranmasını değil, siyasal davranmasını bekliyoruz. Bir hakem şampiyonluk mücadelesinde 3 penaltı kararı vermemeli. Neden? Bir rakip takım şampiyonluk mücadelesi sırasında 3 penaltı kararı gerektirecek faul yapamaz mı? Yapabilir, yapıyor da, Antep maçında bunun gibi olayları gördük, dolayısıyla rakibin haksız davranmasına müsaade ediyor ancak ihlal edilmiş bir hakkın tazminini kabul edemiyoruz. Neden? Çünkü bu Hıncal Uluç'lar, Erman Toroğlu'lar futboldaki adalet duygumuzu da iğfal ettiler. Komplo senaryoları, şike hikayeleri, karanlık perde mistisizmi ile hepimizin gönüllerini kuruttular, herhangi bir hakemin basitçe -hata- yapabileceğini dahi kabul edemeyecek bir hale getirdiler. Öyle bir atmosfer ki, ortada gerçekten var olan haksızlıkları dahi söyleyemiyoruz.
Şu lig bitecek, az kaldı, ancak hakem yorumcusundan, hakemine, rakibinden, takımlara kadar yaşadığımız ahlaki erozyonu ne tamir edecek, işte onu bilemiyoruz.
[1] http://www.tff.org/.../Futbol-Oyun-Kurallari-2010.pdf
Devamı ...