Ulan hepiniz ordaydınız!



İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'nden sorumlu eski Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer'in katıldığı televizyon programında 3 Temmuz operasyonu ile ilgili söylediklerinin deşifresi aşağıda, benim notum sadece; ''Yemezler, Ulan hepiniz ordaydınız be'' olur.

Ali Fuat Yılmazer : Şike operasyonu sürecinde istihbarattaydım. Ancak istihbaratın bu şike operasyonu ile ilgili bir çalışması olmamıştır. Istihbarat kaynaklı bir operasyon değildir.
Şike, organize şubenin örgütlü suçlar kapsamında yürüttüğü bir adli çalışma kapsamında, karşılarına çıkan bir konunun, savcılık makamına arz edilmesi üzerine tefrik edilmesi ile yeni bir yasal mevzuata bağlı olarak tefrik edilmesi ile oluşmuştur.

Yani bir nevi tesadüfi delilin ortaya çıkması ile savcılık makamı bu soruşturmayı doğrudan başlatmıştır. Ve organize şube de direkt hiç bir istihbarat ön çalışması olmadan yürütülmüş bir soruşturma şeklidir.


Şimdi bu şu anlama geliyor: Demek ki biz şikeyi özellikle mercek altına almışız, baştan sistemli bir çalışma başlatarak buna yoğunlaşmışız diye bir şey yok. öyle olsa diyorum ya örgütlü, hedefli, hedef aldığımız yapılarak karşı istihbarat şubeleri mutlaka çalışır. Tesadüfi bir delille başlamış.

Savcılık makamına da arz edilince, sonuçta bir delil gitmiş, yeni yasası çıkmış, suç olarak tarif edilmiş bir faaliyet. Bunu hiç bir savcı yırtın çöpe atın demez, mecbur çalışın delillendirin diyecek.


SUNUCU: Orada polisin çok iyi teknik fiziki takibi var. Videolu, kameralı bir polis dedektifliği var.

Ali Fuat Yılmazer: Bakın öyle de değil, baştan polis bu işe gönülsüzdü. Bakın bunu çok iyi biliyorum. Niye gönülsüzdü? Bir kere yeni bir mevzuat nasıl işleteceğinizi bilmiyorsunuz. 2-Delillendirmesi kolay bir süreç değil. Ve zaten şubeler çok yoğun çalışıyor şubeler, terör şubesi de organize şubesi de çok yoğun çalışıyor. Ve buradan ne çıkıp çıkmayacağı da belli değil. yani bir delil var ama arkasının gelip gelmeyeceğini de çok bilmiyorsunuz.
Yani nispeten gönülsüz başlamış bir çalışma. Yani öngörülemiyor, bu operasyondan bir şey çıkar mı çıkmaz mı?

Yani şikeyi delillendirebilir miyiz, delillendiremez miyiz? Ne anlam ifade eder? Yani öncesi de yok bu işin. Polis çalışmalarında bir örneği de yok. şimdi bir süre o öyle durdu, zamanla öyle tahmin ediyorum ki benim de o aşamadan sonra bilgim oldu, bunun biraz alt yapısı oluştu. Yani çalışma başlattıktan sonra baktılar ki delillenme potansiyeli var o zaman arkadaşlar ben çok iyi biliyorum, belli bir kıvama geldikten sonra o günlerde bu adetti, başbakana arz ettiler bunu.

Ben yokum ama arkadaşlardan biliyorum. Ve Başbakanımızın da çok memnun olduğu söylendi. Aman buna sağlam çalışın, iyi çalışın.

Herhalde seçim öncesine denk geliyordu, hatta  başbakan neden bekledi falan deniyor, seçim sonrasına bırakalım gibi de birşeyler oldu.  
SUNUCU: Kim bıraktı?

Ali Fuat Yılmazer: Başbakan! Ondan gelen talimat üzerine o şekilde planlama yapıldı. Ama sağlam çalışın, dendi.

SUNUCU: Sayın Başbakan şike operasyonu ile ilgili bütün safahati biliyor muydu?

Ali Fuat Yılmazer: Biliyordu.

SUNUCU: Soruşturmada kimlerin suçlandığını, hangi takımların zan altında olduğunu biliyor muydu? Aziz Yıldırım'ın bir numaralı sanık olduğunu biliyor muydu?

Ali Fuat Yılmazer: Biliyordu. Diyorum ya kapsamlı bir dosya hazırlandı. (Gülüyor) Şimdi ben dosya arz edilmiş bütün safahati de başbakanın önüne konmuş, diyorum siz de hala soruyorsunuz….

SUNUCU: Ben de açık açık soruyorum.

Ali Fuat Yılmazer: Soruyorsunuz da yani daha sözün fazlasını da söyletmeyin bana. (gülerek)

SUNUCU: Şimdi o tarihe gidelim, 2011, 3 sene önce, Nisan ayında sporda şiddet yasası çıktı ve şike soruşturması bu kapsamda yürütüldü. Sonrasında Haziran 2011 seçimi var. Şike operasyonu da tam 3 Temmuz da başladı. Yani seçimlerden 3 hafta sonra. Ve bunun seçim sonrasına özellikle atıldığı söylendi. Şike operasyonundan günler önce de TFF başkanı, yönetimi değişti ve MA Aydınlar başkanlığa geldi. Tüm bu hadiseler kronolojik olarak tesadüfi değil miydi?


Ali Fuat Yılmazer: Ben öyle bir yorum yapmayayım. Ben sadece teknik bilgi arz ettim. Benim söylediğim bu gerçekler üzerinden bu yorumlar yapılabilir.

SUNUCU: Ama anlatımlarınızdan bu çıkıyor. Şike soruşturması başladığında aslında bunu nasıl delillendiririz gibi bir tereddüt vardı.

Ali Fuat Yılmazer: Bakın şu yoktu. Cemaatten bir perspektif gelmemiş. Oradaki polisler biz böyle birşeyi nasıl yaparız diye uğraşmış.

SUNUCU: Başbakan'ın tüm soruşturmadan, şüphelilerden bilgisi vardı, kimlerin hangi takımların suçlandığını, zan altında olduğunu, hangi maçlarda şike yapıldığına dair iddiaların soruşturma içerisinde olduğu konusuna dair de malumatı vardı ve soruşturmanın 12 Haziran seçimlerinden sonraya bırakılması onun talimatıyla mı oldu?

Ali Fuat Yılmazer: Evet. Tabi. Operasyonun sınırlaması böyle bir kanun hükmü ile hazırlanmış bir şey değil, esnek bir konu.

Siz bir operasyonu bugün de yapabilirsiniz, 3 ay sonra da , 6 ay sonra da. Bu operasyonun şekline göre değişir. Yani Başbakan'dan böyle bir hassasiyet geldi. Arkadaşlar aslında operasyona hazır şekilde dosyayı vermişlerdi, beklemesi yönünde bir şey oldu.

Ama seçim sonrasında başlatılmak üzere o dosyanın beklediğini, Başbakan'ın dosyadan çok memnun olduğunu, 'aman sağlam çalışılsın' dediğini ve seçim sonrası bu operasyonun bütün hedefleri ile başlatılmasının söylendiği bir konudur.  
Bakın cemaatle net söylüyorum ki uzaktan yakından ilgisi yoktur. Aziz Yıldırım'ın o gün yaptığı açıklamaları ben hayretle izledim. Yani doğrudur değildir bilemem, kamuoyuna yansıyan bazı açıklamaları oldu, hayretle izledim. Aziz Yıldırım'ın buna nasıl ikna edildiğini, nasıl inandırıldığını da kabullenmekte güçlük çekiyorum. Aziz Yıldırım'ın önüne çok somut dosya konmalı ki bu kadar net inansın bu işi cemaatin yaptığına.


0 comments:

Yorum Gönder