"Olaylar, ancak Sporda Şiddet Yasası'nın çıkması ile önlenebilir"



Başlıktaki cümleyi Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener kurmuş. Cadı avı başlıyor. Bırakın Avrupa'da, Dünya'da olan biteni, Türkiye'de spor tarihinden haberi olmayan insanların yöneticilik yaptığı kurumlardan ancak böyle bir yasa beklenirdi. Yasada korkunç maddeler var. Bunlar şurada özetlenmiş. Bazıları çok tanıdık geliyor. Örneğin "Seyirciler artık üzerinde TC kimlik numarası olan elektronik ortamda üretimiş biletlerle maça girebilecek." Margaret Thatcher'ın 80'lerin sonunda İngiltere'de aldığı önlemler. Holiganizmi hapis cezası tehdidiyle önlemek de onlarda aşırılmış bir fikir. Bu fikirleri uygulayanlar neden 90'ların ortalarında vazgeçildiğine de bakmış mıdır? Sanmıyorum.

* Koro halinde küfürlü tezahüratta bulunanlara 6 aydan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılabilecek.

* Irkçı, etnik aleyhte tezahürat yapanlar 1 yıla kadar hapis cezası alabilecek.

* Biletsiz maça girenler 1 yıla kadar hapis cezası alabilecek. Alkollü gelenlere ise 3 yıla kadar hapis cezası.
"Galatasaray ile Fenerbahçe U-17 takımlarının oynadığı müsabaka sırasında meydana gelen olaylar ve genç futbolcuların dayak yemesi bardağı taşırdı" cümlesinin korkunçluğu geçen ay oynanan Beşiktaş - Bursaspor maçını da hemen anımsatıyor. O maçta binlerce polisin yanında gidip rakip taraftarları bıçaklayan insanlar vardı. Hemen o maçtan sonra bu yasa teklifi ilk kez dillendirilmeye başlandı. En son da U17 maçını bahane ederek pek itiraz görmeden çıkaracaklar.

Üniversitede yurtta kalırken öğrenci temsilcisiydim ve yurtta kalan öğrencilerin şikayetlerini yönetime iletiyordum. Bir gün taleplerimizi istemişlerdi, biz de öğrencilerle konuşup okul yönetimine iletmiştik. Kızların erkek, erkeklerin kız yurtlarına girmesini yasaklayan kuralın yurt yönetmeliğinden çıkarılmasını talep etmiştik, savunmamız da çok basitti "biz üniversite öğrencisiyiz." Buna karşı pek bir itiraz üretemediler, üç dört kere toplandık ve her defasında bir bahaneyi duyuyorduk, sonunda yumurtladılar "öğrenci velilerine gösterecek bir kuralımız olmalı, öyle istiyorlar, siz yine istediğinizi yapın, biz göz yumuyoruz zaten." Bunun uygun bir çözüm olamayacağını, bir kişi bile bu kural nedeniyle ceza alırsa açık bir haksızlığa uğrayacağını söyledik, tabii ki dinlemediler.

Bu yeni yasa da şekilsel olarak bu anlattığıma çok benziyor. Küfür etmek gibi bir suça "3 yıla kadar" ceza önerilmesini caydırıcılık olarak açıklayıp, çok aşırı durumlar dışında uygulanmasının zor olacağını, bu yüzden çok da itiraz edilmemesi gerektiğini söyleyeceklerdir. Caydırıcılık için uygulanması mümkün olmayan kural koymak kuralsızlığı ve faşist baskıyı hukuk postuna sokup uygulamaktır. Koro halinde küfür etmek nedir, nasıl tanımlanır, suçluları nasıl bulunur, 300 metre ilerideki bir kamera küfür ettiğinize nasıl emin olabilir gibi sorular arasında biliyoruz ki taraftarlık ve şiddet denilince suçlu ve masumu ayırmak konusunda bir çabaları yok zaten.

Maça giden herkesin bildiği gibi orada bulunmanız polis tarafından dövülmeniz, gaz yemeniz, göz altına alınmanız için yeterli. Geçen sene Trabzon maçından sonra yanında çocuklarıyla gelen aileleri bile döven, 5 sene önce Manisa'da suçlu suçsuz herkesi darp eden, geçen sene Fenerbahçe'nin 3 tribün grubundan rastgele insanları göz altına alarak onların tribün aktivitelerini durduran polis koro halinde küfür edenleri tespit edip adil cezalar verecekmiş. 3 kişilik bir arkadaş grubunuzla kaçan gole aynı anda "hasssss" refleksi vermeniz bile koro halinde küfür sayılabilir. Bu durumda 2 yıl hapis cezası alırsanız kimse hakkınızı da savunmaz çünkü maganda bir holigansınızdır.

Bu yasanın saçmalığı da tam olarak burada başlıyor. Her tecavüz, cinayet olayında bilincini yitirip idam geri gelmeli diye bağıranlar gibi en ağır cezayla infaz ederek sorunun çözüleceğini düşünüyorlar. Oysa önerdikleri şey bu cezaları hak etmeyenleri, hatta masumları bile geri dönülemez cezalarla cezalandırıp hayatlarını karartmak. Özellikle pis adamlar olarak resmedilen taraftarlar söz konusu yasaların hedefi olunca masumla suçluyu ayırt etmek konusunda pek istekli de olmayacaklar. Bunun örneklerini daha önce defalarca gördük.

Bir de bu iki yüzlülük feci halde mide bulandırıyor. Şiddete ve küfüre karşı yasa çıkarıyoruz diyenler daha geçen ay doğmamış bebeği öldüren polis şiddetinin ne kadar faydalı olduğundan bahsediyor, kendisine şikayet eden çiftçiye "terbiyesizlik yapma lan" diyordu. Bütün dünyada otoriteye yönelik bir eleştiri olan yumurtayı bile şiddet aracı ilan edip polis gazı ve dayağını düzen sağlamak için gereken bir araç olarak gördüğünü söylüyordu. Daha geçen sene alakasız bir ülkede alınacak alakasız bir karar nedeniyle ülkedeki kaçak göçmenleri topluca kovacağını söylüyordu. Bu imza atan eller geçen aylarda terör örgütlerinde sünnetsizlerin yer aldığını dillendiriyordu. Şimdi ırkçılık ve şiddete karşı önlem alıyoruz diyorlar. Bu yasalar neyi önleyecek hakikaten, ülkede düzen yeniden mi kurulacak? Yasaya imza atan bakan sünnetsizler diye müslüman olmayan halkları terörle ilişkilendirdikten bir gün sonra taraftarlar yabancı bir oyuncuya "sünnetsiz pipiler Türkiye'den ne bekler" tezahuratı yaparsa ırkçılıktan ceza mı alacaklar?


3 comments:

  1. fenerlihüseyin dedi ki...

    U17 maçı sonrası 6sye 6 maç seyircisiz oynama cezası vermiş federasyon . Hem bu şekilde 6 kasımı da hatırlatarak "fenerasyon" olduğunu da göstermiş .
    Şaka gibi !
    Sahaya girip burun kıranlar 2 gün bile göz altında kalmadı ve güvenliği sağlamakla sorumlu ev sahibi klüp 6 maç seyircisiz gibi u17 ligi için son derece anlamlı ve caydırıcı bir ceza(!) ile ödüllendirilirken federasyon olayları önleme konusunda bir niyete sahip olmadığını gösteriyor.
    Sonra akıllarına estikçe birilerinin hayatını karartmaktan başka bir işe yaramayacak bu ağır ve saçma hapis cezaları ile şiddeti önleyecekler öyle mi ?
    Güldürmeyin adamı .
    Sahi toplu halde gülmenin cezası var mıydı ?

  2. tosun dedi ki...

    Sayın PvH,
    "Bu fikirleri uygulayanlar neden 90'ların ortalarında vazgeçildiğine de bakmış mıdır?" kısmını biraz açabilir misiniz?
    Çalışmalarınızda başarılar diler, şimdiden teşekkür ederim.

  3. PVH dedi ki...

    http://www.guardian.co.uk/football/2009/may/18/seven-deadly-sins-thatcher-tories-football

    The post-Heysel resolve to "do something" about football hooliganism led to a woefully misconceived plan to require spectators to produce ID cards to gain admission. Luton Town, whose chairman David Evans was also a nearby Conservative MP, introduced a prototype scheme that barred all away supporters from their games. The outcry over Luton's actions didn't deter the government, whose Football Spectators Act of 1989 made ID cards compulsory, a plan that was only abandoned after the deaths of 96 spectators at the Hillsborough disaster later in the same year. The ensuing Report by Lord Justice Taylor held the police's crowd control methods largely to blame for the loss of life.

Yorum Gönder