Galatasaray'ı Yenmek Geleneğimizde Vardır



Ligin ilk devresindeki maçı, Mecidiyeköy'de izlemiştim. Maçın sonunda ''Bunlar bir de iyi oynadıklarını zannediyorlar yeaa...'' diye yorumlara tanıklık etmiştim. Uzatmaya da geerek yok, ''Galatasaray taraftarı, futboldan, Galatasarayın oynadığı futbol kadar anlamaktadır'' demek gerekli.

Sezon başında rüya takım demediler mi? "İki farklı onbir çıkarır, ikisi de şampiyonluğa oynar." demediler mi? Ekrana yansıtıp da muazzam kadroyu tartışmadılar mı?. 3. haftada 103 gollü rekoru geride bırakacakları ilan edildi, 5. haftada 15 puan farkla şampiyon olacakları ilan edildi, 7. hafta nağmağlup şampiyon olacakları ilan edildi, II. Derwall devrimi yapacaklardı.

Galatasaray-Fenerbahçe maçlarını seviyorum. Söylenenleri tek tek yutturma imkanı sunuyor. Elbet ki tek bir maç hiçbir şeyin ölçümü olamıyor fakat bunu Galatasaraylılara idrak ettirme anı o maçın ertesinde başlıyor. Sezon sonunda da diğerlerine idrak ettirme mevsimi başlıyor.

Tarafsız olmaya çalışıp da ezilmeye gerek yok. Adam gibi Galatasaray'lıyım deyip de yorumları yazmak gerek. Sen dünyayı sarı-kırmızı görürken, objektif olma çabası da neymiş! Samimiyettir ilk aradığım okuduklarımda. Keita'ya yazılanlar buram buram samimiyet kokuyordu. Bir adamı, bir takımı, bir kulübü sevmiyorsan bunu açıkyüreklilikle söyleyeceksin. Herkese eşit mesafedeyim deyip de bel altından Fenerbahçe'ye giydirme çalışmaları buram buram eziklik kokuyor. Başlayalım o halde maçla ilgili topladıklarımıza;

Anadolu takımı gibi oynamış Fenerbahçe..

Galatasaray'ın bir türlü göremediğimiz Avrupa vizyonu ve futbolunu bir kenara bırakıp da Fenerbahçe'ye giydiriyorlar. Ezeli rakibinin sahasında oynadığı futbolu korkakça buluyorlar. Karşısındaki takımı büyük takım zannedip ona göre oyun planı kurgulayanlarda hata. Karşında, büyük takım gibi oynamayan, oynayamayan bir Galatasaray var ise, ister anadolu takımı gibi oyna, ister başka dünya takımı gibi. Ne fark edecek..

Ya da mikrofonu başkalarına uzatıp, lafla gediği buluşturalım; ''Eğer bir anadolu takımı rakip sahada "avrupa" takımının tüm sezonunu çöpe attıran çaresizliklerini afişe edebiliyorsa, belki artık Galatasaray'ın da Avrupa'dan Anadoluya "düşme" zamanı gelmiştir.''

Oysa her şey Galatasaray'ın istediği biçimde gelişiyordu maç öncesinde.

* Ali Sami Yen'deki son maçta, sahaya adam atılmış ama münferit adam atıldığı için sadece para cezası ile geçiştirildi.

* Acılı Keita, Trabzon'da taraftarlara yaptığı hareketlerden sonra ne disiplin kuruluna sevk edilmiş ne de yaptırıma tabi tutulmuştu. Örneği pek tabi mevcut ama terazimiz denk değil.

* Biricik yavrucakları Emre Belözoğlu'nu Ali Sami Yen'de çubuklu forma ile görmeye kalbi dayanmayacak taraftarların duaları kabul olmuş, Fenerbahçe'nin en formda oyuncusu sahada yoktu. Bonus olarak Christian da yoktu. Fenerbahçe'nin Galatasaray'a bariz üstün olduğu orta sahası, mafiş olup meydanı Galatasaray'a bırakmıştı.

* Kutsal kase Arda Turan iyileşmiş ve kadrodaki yerini almıştı.

* Başkanlık seçimi Adnan Polat lehine sonuçlanmış ve kafalarda hiçbir soru işareti kalmamıştı.

Değişen ne oldu? Bunlara rağmen Galatasaray yenemedi Fenerbahçe'yi. Her Fenerbahçe maçı öncesi atıp tutan Galatasaraylılar unutamayacakları bir tokat daha yediler demek isterdim velakin tokat manyağı bünyeleri alışkanlık kazandığından etkisi çok çok 24 saat sürecektir.

Bünyem de Platini alıntısı arıyordu maç sonrası. Neydi o alıntımız? Hadi bir hatırlatın da keyfimiz yerine gelsin. Büyük takımlar diye başlayın bir zahmet..


Fenerin sevdiği bir şey varsa onun adı da derbidir. Fener, derbi sever. Ezeli rekabet, büyük bir farkla devam etse de, İstanbul maçlarında Fenerbahçe'nin üstünlüğü her maç sonrasında zorla da olsa kanıksatılıyor. Şimdi sizi istatistiklerle donatıp içeride dışarıda neler yaptığımızı göstermek isterdim ama bu rakamlara ilk önce Galatasaray'lıların yüreği dayanmıyor, sonrasında da herkesin bildiği şeyleri tekrar etmenin yararı yok..

Münfetit Selçuk'un şutu neticesinde kazanılmış bir klasik Galatasaray maçında, münferit bir su şişesi yiyen Alex'e de değinmek gerekli. Alex'e değinirken Keita'yı da eşiğimize almalıyız. O su şişesi Keita'ya gelse acep, Acıbadem dahil tüm hastahaneler sponsorluğumuz işe yarayacak diye sevinmez miydi? Maç öncesi, tek istediğimiz saygı diyen büyük kaptana, Osmanlı sadrazamına denk düşen Avusturya kralı hesabı Rijkaard cevap vermişti. Kaptan'a su şişesi atan kişiler muhakkak Galatasaray'lı değildir. Münferit insanların, münferit hareketlerine, münferit federasyonun ceza vermesini beklemek ve bu harekete eğer ceza verilecekse işin eğlencesini tartışmak ise başka baharlara kalıyor.

Selçuk'un şutunu Leo Franco içeri alınca yenik sayılan Galatasaray kulübü ve futboldan parçalı anlayan taraftarlarına kalsa, Fenerbahçe'yi yenmeleri ufak bir talihsizlik sonucu gerçekleşmemiş ama bundan önce olduğu gibi, bundan sonraki senelerde de bu serilerine devam edecekler. Leo Franco hatalıydı, Morgan De Sanctis hatalıydı, Mondragon zaten hatalıydı. Ulan bu Fenerbahçe hiç mi sizi evire çevire yenmiyor. 6 defa geliyoruz 6 gol atıyoruz, 4 defa geliyoruz 4 gol atıyoruz. Kaç defa gelip, kaç gol atmamız gerekli ki ''Hak ettiniz'' diyebilesiniz? Varsa formulü yazın, seneye onu da yaparız. Bilmem kaç yıldır, bilmem kaçıncı defa, yine mi tesadüf eseri yeniyoruz.


Her derbide olduğu gibi birilerine yüklenmek ve yenilgiyi örtbas etmek gerekli. Şimdiki kahramanımız da Volkan. Topu kıçının kenarı ile yumuşattı diye ''Nerde fair play, nerdeee'' türküsü çığırıyorlar. 9 kişi kalmış takıma karşı, farklı galibiyetle öndeyken lakayıt hareketler yapan Lincoln sizin futbolcunuz ve sizin fair play anlayışınız değil miydi? Yoksa ilk yarıyı 3-0 önde kapatacakken oley çeken ve çektiren futbolcularınız ikinci yarıda 4 gol yiyip de 4-3'lük efsane maçı unutamadığı için mi fair play'den bahsediyorsunuz? Su şişesi atılırken fair play yok, Volkan'ın annesini ve sinkaflı küfürlerini sıralarken fair play yok, Volkan'ın kıçının kenarı mı seçici geçirgen fair play filtrenize takılıyor?

Her Galatasaray derbisi sonrası Geldik, Koyduk, Gidiyoruz sloganları ve ''Manita olmuş mafiş, ben is bomba..'' türküsü ile huzurlarınızdan ayrılırken, sıradaki mor menekşe şarkısını da tüm Galatasaraylı dostlarımıza armağan ediyorum.

Adnan Polat başkan olduktan sonra kulüp üyelerine seslenirken ''Bizi sportif alanda geçebilirler, tesisleşme alanında, gelir alanında, taraftar alanında geçebilirler ama kültürümüzü asla yakalayamazlar'' demişti. Beşiktaşlı duruşu yanına, Galatasaraylı kültürü objesini de lügatımıza kazandıran başkana ben de bir şeyler söylemek istiyorum. Diğerlerinden farkı, somut bir şeyler olması...

''GALATASARAY'I YENMEK, GELENEĞİMİZDE VARDIR...''



10 comments:

  1. tofi dedi ki...

    harika yazı olmus, eline sağlık.... hakikaten yenilince hep 6s kötü, fener iyi değil...ama öz eleştiri de yapmalıydın, herseye ragmen Dauma güvenemiyorum, deivid form tutmaya basladı, ve sampiyon olucaksak, muhakkak yararlanmalıyız..özer, kanatta olmuyor, dün bir kez daha gördüm ki, süratli değil, ne zaman görev bilincini kaybedip, içe kat ediyor, o zaman tehlikeli oluyor, oyuncu değiştirmeyen daum, bana bu stresi hep yasatiyor.. guiza da yorulmustu, 70 te yapılacak gökhan ve deivid değişiklikleriyle bunları konusturmuyucak sekilde 2-0 yenip dönerdik... bu keita, ne cirkef adamdır boyle ayrıca, eskiden artist arif vardi, hiç bi hareketine inanamazdım, simdi de bu cıktı hadi hayırlısı.

  2. Sekhranikos dedi ki...

    Leo Franco yenilince gaassarayda yenildi kabul edilmiş gibi anladım yazıyı:)

  3. Val Resnick dedi ki...

    ama küçük takımlar büyükleri yenince büyüklerde orta hallileri yenince, orta hallilerde berabere kalınca övünür.!!!

  4. Sade dedi ki...

    Benim tek üzüntüm; Selçuk gibi birinin 35 metreden attığı golle yenilmektir. 100 kere vursa belki 10 tanesi dahi kaleyi bulmaz. Yoksa Alex falan atsaydı, 'normal alıştık artık' diyerek geçiştirebilirdim:) Ama artık mücizeler de devreye girdi.

  5. Gurkan dedi ki...

    tofi'ye bende katılıyorum. yahu hayatımda ilk kez bu kadar bir FB'li futbolcuya kötü söz söylememek için maç boyunca kıvranıyorum, ağzım şekilden şekle giriyor. Yeter artık gerçekten, bizim gördüğümüzü Daum görmüyor mu? yoksa biz aptalmıyız da toplu veya topsuz alanda özer muhteşem hareketler yapıyor da farketmiyoruz? deivid sakatlığının geçmesinden itibaren kötü de oynasa direk 11'de tutulacak nadir adamlardandır bu takımda.

  6. Unknown dedi ki...

    bu ''100 defa çekse 1000 defa sekse yine girmez'' lafı da klasik oldu artık.ne oldu da girdi o zaman,bunu anlarsanız işte o zaman selçuk değil alex bile 100 defa çekse işte o zaman belki yenilmezsiniz.ama yenmemizin açıklaması basit işte;''Galatasarayı yenmek Geleneğimizde vardır.''

  7. Adsız dedi ki...

    Enfes. Dün yazamıştım ve biliyordum adım gibi Münferit olarak bu maçı kaybettiklerinden bahsedeceklerini :) Ellerinize sağlık :)

  8. benden bu kadar dedi ki...

    "Osmanlı sadrazamına denk düşen Avusturya kralı hesabı Rijkaard"

    anaa bu benzetmeyi ben de yapmıstım abi :D frekanslar bir olsun sozlerın hislerın bırlıktelıgı de olur abi :))

  9. c-data dedi ki...

    adamlar öyle bahanelerle ortaya çıkmaya başladılar ki neredeyse "sözde fenerbahçe galibiyeti" tabirini kullanacaklar, az kaldı bekliyorum.

  10. Bir baba dedi ki...

    Çok ilginç; tam da galatasaraylıların ezik olması gerek bir durumda herşeye rağmen ezikliğiniz hem tribununüze hem de bloglarınıza otoriter-gelenekselci-faşist bir tonda nasıl da yansiyor; gerçekten ilginç...

    "Söylenenleri tek tek yutturma imkanı sunuyor" "yutturma"... erkegiz galiba; evde de hanımı döveriz icabında...

    "Galatasaraylılara idrak ettirme", üstün ırk miti; Türk tarih teszinden mi bilader bu?

    Maco dilimiz sokakta -tanımadigimiz insana da- soyle fiiliyata doner: "Galatasaraylılar unutamayacakları bir tokat daha yediler demek isterdim velakin tokat manyağı bünyeleri alışkanlık kazandığından etkisi çok çok 24 saat sürecektir."

    "Geldik, Koyduk, Gidiyoruz"; ne kadar da yakisiyor fair-play analizleri yapan dillerinize...

    A. Polatin kültüralist safsatasini -hakli olarak yenerken- ''GALATASARAY'I YENMEK, GELENEĞİMİZDE VARDIR" diye ayni turkuyu baska bir lehcede soylemiyor musunuz?

    Bu yukardaki soyleme ickin kafatasci, gelenekci, maco degerleri bir kenara biraksak bile neyi anlatmanin derdinseniz bu dille? Nedir bu ezikliğin temeli? Aynaya mi bakmaktan korkuyorsunuz o "guzide" guruhun ve o yukaridaki dile hakim sakil anlayisin sizin gibilerden olustugunu anlamamak icin?

    Ama hepiniz bole degilsiniz, bunu da biliyorum. Boyle kalemsor, okumus, entellektuel gecinenlerde asil sorun. Ve onu şakşaklayanlarda...

    Ve bi de son olarak derya hakikaten hic rahatsizlik duymuyor musun bu yaziyi bana oku demeye??? Donemin ruhu ve ideolojisi sinmis bir retorikin vebaline -sirf GS'i haklı/haksiz yeriyor diye- nasıl bu kadar sorgusuz ve sualsiz giriyorsun, akillara durgunluk veren bi durum...

    Tebrikler FB ve onun büyük -okumus- taraftari... Türkiye sizinle gurur duyuyor...

Yorum Gönder