Yenemez O Arma
"Yenilmez armada", makus talihi ile yüzleşmeyi öğreniyor. 4 Maçta 3 yenilgi..
1. Maç; 22 Sayı fark
2. Maç: 23 Sayı fark
4. Maç: 11 Sayı fark
Oğuz Savaş'ın son dakikada bastığı smaç, sadece potaya girmemiş olacak ki sahaya yabancı madde atma çirkefliğini gösterdi Galatasaray seyircisi.
Gönüllerin şampiyonuna bol eğlenceli bir seri yaşattıkları için teşekkürler. Salı günü bu keyifli seriyi şampiyon olarak şereflendirmek dileği ile...
11 Haziran 2011 21:39
3. maç da uzatmada, onu da hatırlatalım da...
11 Haziran 2011 22:37
Şampiyon ol - Yurolige git azap çektirsinler
Şampiyon ol - Yurolige git dövsünler
Şampiyon ol - Yurolige git tokatlasınlar
Temcit pilavı gibi sizin durumunuz ha. Şapkayı öne koyup düşünmek gerekir aslında kim gerçekten ''başarılı'' idi bu sezon.
Galatasaray CC'nin yapabileceklerini, yaptıklarını gördük. Taraftar-seyirci uyumunun 2 maçta da(aslında sezonun genelinde) ne denli ihtişamlı olduğunu gördük. Kadronun kısıtlı ve benchten gelen en iyi elemanın ''Andric'' olduğu biliyoruz. Takımın geldiği bu nokta bana yeter de artar bile. Kimse bu mağlubiyetten sonra hazımsızlık çekmedi. Bilakis kabullendi herkes. Doyum noktasına ulaştırdı takımım çünkü.
İlk önce Galatasaray basketbol şubesi sorumlularını daha sonra da Oktay Mahmuti'ye özellikle teşekkür etmek gerekiyor. Küllerimizden doğduk adeta. Basketbolcularımız da terinin son damlasına kadar mücadele etti. Mutsuz değilim, çok teşekkürler gerçekten.
YENİLMEZ ARMADA!
Neyse, seneye birkaç iyi hamle ve bilinçlenmiş basketbolcu kafasıyla sizi altedeceğimizi biliyorum. Görüşmek üzere.
11 Haziran 2011 22:44
Ahaha bak bak. En onemli oyunculari "Andric" yokmus. Fenerbahce sezon basindan beri Mirsad, Vidmar, Kinsey, Engin'i kaybetti hala buldugu bahaneye bak. Ona ragmen Barcelona, Siena, Olympiacos'u yenen Fenerbahce EL'de topkat yiyormus. 10 senedir final 4 yapan Turk takimi yok, top 8'i de Fener yapti. Buna ragmen soyluyor sunu. Adamin basketbol kafasi dedigi bu iste.
11 Haziran 2011 22:47
"Takimin geldigi nokta" dedigi de Banvit'i yenmek. Sorsan butceleri bizden az, fakir edebiyati yaparlar ama Fenerbahce kendisinden fazla butceli Efes'i supururken "cok para harcayip kurdugu" kadro olur. Yatip kalkip kura sansina dua edecegine gelmis sov yapmaya calisiyor, ilk macta Fenerbahce'nin her basketine hatali yurume diye itiraz eden, Oguz smaci basinca sanki seyirciye topu firlatmis gibi kuduranlar da ayni kafa iste, bu kadar biliyor. Yari finalde Efes karsilarina ciksa buraya gelemeyeceklerini kendileri de biliyor da Banvit'i yenmek yetiyor sov yapmaya iste.
11 Haziran 2011 23:04
kendi takımları son 3 senedir
"şampiyonluk yerine babayı al - Yuroligin uzagından yakınından geçeme " şeklinde temcit pilavı gibi bir durum sergiliyor iken
"Şampiyon ol - Yurolige git azap çektirsinler
Şampiyon ol - Yurolige git dövsünler
Şampiyon ol - Yurolige git tokatlasınlar " diyerek eleştirmiyorlarmı vallahi pişkinligin ilerizekalılıgın karşısında pes diyorum. Talihli bir playoff serisi ile finale çıkabilen bir takım taraftarının, Efes ve Fenerbahce Ülker ikilisinin son 5 senesine Barca-Real in LaLiganın diğer takımlarına olan üstünlügü seviyesinde bir üstünlügü olan bir ligde hala bu takımlara bok atma pişkinligine de sahip olan insanlar varmış bunu da gördüm bakalım. Ama tabi artık Ülker muhabbetini açacak yüzleri onların bile kalmadı yeni yeni bok atmalar lazım.
Ha bide sakat muhabetti vardı değilmi, Arkadaş şu takımda bak diğer isimleri saymıyorum ama sadece Vidmar olsaydı şu anda Final Four yapmış olurduk , seriyi de şu andakinden de ezici bir üstünlükle kapatmış olurduk, sakatlık konusunu açmayın yani..
Seneye bir kaç hamle muhabettine ise girmek istemiyorum , bir dahaki seneye kadar nelerin değişecegi hiç belli olmaz fakat takıma transfer yapma hakkı sadece GSCC'da imiş gibi konuşuluyor şu aralar onu da saçma buldugumu ekleyeyim
Her şeye rağmen GSCC takımını ve oyuncularını tebrik etmek gerekir geçen seneden bugüne çok yol kat ettiler , seneye de bekleriz efendim :)
11 Haziran 2011 23:15
zizou'ya harfiyen katılıyorum. PVH nickli arkadaşın da onu yanlış anladığını düşünüyorum. adam andriç yok dememiş ki, benchten gelen en iyi adamın andriç olduğunu söyleyerek kadronun kısıtlı olmasına dem vurmuş. kaldı ki sakat olan oyuncu andriç değil rancik'ti. ayrıca mesele banvit'i yenmek değil, takımın bizim istediğimiz direnci ve mücadeleyi göstermesiydi. bütün maçlarda da bunu ellerinden geldiğince gösterdiler. fenerbahçe'yi kutlarım şampiyonluğu büyük oranda garantilediler. umarım ileriki senelerde daha geniş bir kadroyla yine sizinle mücadele edip şampiyonluğu bu sefer alırız. bütün galatasaray basketbol şubesini yüreklerinden öpüyorum.
YENİLMEZ ARMADA!!!
11 Haziran 2011 23:28
Yahu tamam sakat olani saymasin, en iyi oyuncunun kim oldugunu saysin ne fark eder. Butce muhabbeti yapip sonra "her sene EL'de tokat yiyorsunuz" kadar gerzek bir muhabbet olamaz. Barcelona'nin, Panathinaikos'un butcelerinden haberi yok sanirim arkadasin, buna ragmen bu sene Vidmar'i kaybedip yolumuza devam ederken Mirsad da gidince ust uste 3 mac kaybedip top-8'e cikamadik. Top-16 maclari baslamadan once Avrupa'da bile final'4 icin en onemli favorilerdendir Fenerbahce. Bunu da oyle ucuk paralara aldigi adamlarla degil Vidmar, Emir gibi adamlarla yapiyordu. Bizim bir ton para verip aldigimiz Lavrinovic'in sene boyu verdigi katki da ortada. Galatasaray iyi ya da kotu, bizi alakadar etmiyor da bu kadar cahil cesaretiyle boyle aptal karsilastirmalar yapilmaz, utanir insan.
YENILMIS ARMADANIN DAVASI OLMAZ.
11 Haziran 2011 23:43
bari bugün ağlamayın. hakemle beraber potaya soktuk sizi. daha iyi takımız kabul edin, tebrik edin defolun gidin.
11 Haziran 2011 23:46
Bu sakatlık bahanesi nedir? Biz ne yapalım, takım şubattan bu yana 9 kişi oynuyor, gençleri bile sakatlandı. Bu 9 kişinin arasında dizinden problemi olan iki uzun var, sağlam bir 9 da değil. Siz seneye yeni bir takım kurun, Tutku, Haluk, Shumpert, Ermal'ı almak yatırım yapmak değildir, adamların yaş ortalaması malum. Bu işler de bu kadar kolay değil, bir iki oyuncu gelince Euroleague'in tozunu attıracaklarını iddia eden renktaşlarınızı da kendilerine getirin. Beğenmediğiniz biz size 20 sayı fark atarken, diğer tarafta Siena, Barcelona, Pana, Oly, Maccabi ve niceleri var. Bir de şu bütçe mevzusu var, arada sizin zannettiğiniz kadar bir fark yok. Geçen seneye kadar senede birkaç hoca değiştiren, hatta elindeki iki genç oyuncuyu bir hazırlık maçı için harcayan bir takımdınız. Tabii ki federasyonun becerisiyle küme düşürülmekten son anda kurtulup buralara gelmek büyük başarı, buna diyecek söz yok, tebrik etmesini biliriz.
Bize gelince, şubenin toparlanması Aydın Hoca'nın gelmesiyle başladı. Bu şube birçok hataya rağmen en azından 5 tane genç oyuncuyu parlattı, Ömer, Semih, Oğuz, Emir ve Vidmar, forma mevzusu yüzünden ceza aldırmadı, 15 yaşında Enes'i Euroleague maçında sahaya çıkarttı. Seneye devlet eli dahil olmadan yapılan salona geçecek bu takım, pilot takımla beraber altyapısı da iyice düzene girecek, ve daha da iyi olacak.
11 Haziran 2011 23:50
Hayatlarında bir kere bile euroleaguede kendi takımlarını görmemiş insanlar bizim sözde yediğimiz tokatlardan bahsetmiş. Herhalde akıl tutulması böyle birşey. Senelerdir her branşta bizden yemedikleri tokat kalmayanlar utanmadan çıkıp bıdı bıdı yapabiliyor. Seneye görüşürüz edebiyatı ise ayrı bir psikolojik dram. 26 senede bir final oynadılarını unutup önümüzdeki seneyi iple çekmek ayrı bir travma. Her sene,her branşa "bu sene görürsünüz siz"diyerek başlayıp sene sonunda kaba etinin üstüne oturmak ise ayrı bir komedi.Ruh halinizi darmadağın etmişiz,psikoljinizi acayip bozmuşuz. Allah yardımcınız olsun
12 Haziran 2011 00:03
seneye görüşürüz tabiki,biz yine finalde oluruz da siz efesi mi tutarsınız,banviti mi,cinconu mu bilemiyorum,gerçi sizin için farketmiyor ya...
12 Haziran 2011 00:47
@ Ben tek siz hepiniz:)
Öncelikle hala cincon mincon diyenler kaldı mı lan? İki kelime ettik akbabalar gibi kuruldunuz başımıza ''antucu''lar sizi. Özünüze döndünüz hemen.
Benim şurda tek istediğim ağzınızdaki salyaları boşluğa akıtmamanızdı. Kazandığınız karşılaşmayı oraya buraya bağlamadan efendi ve net bir biçimde kutlamanızı isterdim doğrusu. ''Yenilmez Armada''ya atıfta bulunarak enteresan postlar atmanıza gerek yoktu. Neyse.
Bazı arkadaşlar yuroligde her sene tokatlanmaktan hoşlanmıyor olabilir ancak ben yuroligdeki başarınızı azımsamıyorum ha, yanlış anlaşılmasın. 6-7 sene öncesinde ligde Zeki Gülaylarla, Rasim Başaklarla oynadığınızda değil Avrupa, Türkiyesi liginde esamesi okunmayan bir takımdı Fenerbahçe. O yüzden ''biz senelerdir yurolig takımıyız aga şunları yendik rerörö'' gibisinden fazlaca iddialı ifadelerde bulunmanız normal bence.
Mağlubiyeti kaldıramama gibi bir şey söz konusu değil. Bizden daha iyi bir takıma yenildik, tebrik ederim. Nokta. Söyleyeceklerim bu kadardı. Bir daha size cevap yetiştirebileceğimi düşünmürorum. Hadi eyvallah..
@ Hagi_10
Adamsın.
12 Haziran 2011 01:25
@zizou
Şimdi öncelikle cincon 6s 8taş fenev falan bunlardan bende pek hazetmiyorum o sebepten "antucular" sizi diye yaftalamak pek doğru değil. Ha ama "yenilmez armada" ya atıfta bulunmak dersen ben Galatasaray taraftarının buna neden bu kadar kızdığını anlayamıyorum doğrusu, taraftarlık kavramının içinde ezeli rakibinle saygısızlık yapmadan dalga geçmek yok mudur? Siz banviti eleyince "Geliyoruz" "yenilmez armada" dersiniz biz galip gelince "e hani yeniliyo bu" deriz sonuçta böyle atışmalar olması bana göre gayet güzeldir .
Senin tabirinle cevap yetiştirmeye devam edecektim sana ama :) şu 3. paragrafında ne demek istedigini hakikaten anlayamadım özellikle şu cümleyi "Bazı arkadaşlar yuroligde her sene tokatlanmaktan hoşlanmıyor olabilir ancak ben yuroligdeki başarınızı azımsamıyorum ha, yanlış anlaşılmasın" şimdi önceki postunda yuroligde tokatlıyolar diyen sensin , burada kendin bu lafı çıkartmamışsın gibi ben azımsamıyorum demişsin. Aman neyse hakikaten anlayamadım yani ne demek istedigini.
12 Haziran 2011 01:38
Zizou,
6-7 sene öncesi diyorsun da daha önceye git, neler yapmış bu takım öğren. Bu takım Ülker yokken de Euroleague'de oynadı.
Size dönersek çok değil geçen sene hatta bu sene de Eurocup'ta kimlere yenildiniz, o takımların bütçesi ne kadardı bunu da hesap et. Keza kadınlarda "şirket" olmadan senelerdir Euroleague oynayan bir şube var, kolayına kaçıp bir altta takılma ihtiyacı duymayan. Ülker'e futbolcu aldırmak yerine taş gibi basketbol takımı kurabilirdiniz 4 sene önce, yönetiminizin vizyonsuzluğunu bu şekilde bari siz kapatmaya çalışmayın.
Son olarak kızmışsın ama biz Efes Pilsen'le final serisi oynarken Beşiktaş formalı arkadaşlarınızla salonda kolkola maç izliyen taraftarlarınız vardı, arkadaşın göndermesi buna, boş yere değil.
12 Haziran 2011 02:37
Eziklige bahane cok... :) Yok antucular, yok kuntucular.
Daha bu sene 600 trilyonluk devlet peskesi almis camia destekcisi milletin ozunden bahsetmez mi :)
Fanatiklik fena. Yanlis takimin fanatiki olmak daha da.
12 Haziran 2011 09:51
Ayar uzerine ayar yiyip sonra ben boyle diyorum tamam mi anlamina gelecek cumlelerden sonra "Nokta" yazan bir dingilin insanlari antucu falan diye yaftalamasi da ayri komik olmus. Sukur memlekette dingil eksikligi cekmiyoruz, arada ugruyorlar boyle buralara.
12 Haziran 2011 11:10
Seneye transfer fln. yapamazsanız Cemal'i oynatın Tufan'ın formasıyla..
Bu basketbol ahlakına sahip adamlarla muhatap bile olmamak lazım.
Koyduk mu ?
-Koyduk
Kesiceksiniz sesinizi yol alıcaksınız inceden...Ayık olun..
12 Haziran 2011 12:21
Fenerium sadece kendi taraftarına ürün çıkartmasın bu ağlaklar içinde küçük,orta ve büyük boy emzik sürsün piyasaya. Ağzımızdaki salyalardan bahsedenlere bak! Dün Oguz'un smacından sonra İpekçinin parkelerine bir kusmadığınız kaldı utanmazlar. Türkiyede esameniz okunmuyordu derken okuma yazman yok herhalde yoksa böyle cahilce konuşmanın imkanı yok. Yenilmez Armada lafı zaten ayrı bir komedi. Duyan da Barbaros Hayrettin Paşanın zafer zafer üstüne kazanmış donanması zanneder bunları. Bi yürüyün gidin lan
12 Haziran 2011 12:32
Laflara bak, kadromuz kısıtlı, sakatlar var bikbik. Ona göre kur güzel kardeşim takımını. Bak bizim takıma yarısı tribünde lan, daha neyin davasını veriyosun arkadaşım ?
3MAÇFARKYEDİNİZHALAYENİLMEZARMADA
12 Haziran 2011 14:09
Şu yediğimiz tokatlara bi' bakalım bu sezon 'Yurolig'de.
İlk maç Rytas ile içeride 86-69.
2. maç Cibona Zagreb'le onların ev sahipliğinde 68-73 galibiyet.
3. maç Regal Barcelona'yla. Barcelona geçen yılın şampiyonu ve bu sene de şampiyonluğun en büyük adayı kabul ediliyordu. Hücum gücü ve çeşitliliği yüksek, evinde uzun süredir Avrupa maçı kaybetmeyen inanılmaz bir takım. Sonuç: 61-69 Fenerbahçe Ülker galibiyeti.
Dördüncü maç Yurolig'de bizimle birlikte tek namağlup takım olan M. Siena'yla Sinan Erdem'de. Sonuç 81-68.
Beşinci maçtan önce ilk fireyi veriyoruz. Vidmar sakatlanıyor. Erman Kunter'in sistem ve disiplinle müthiş işler yapan takımı Cholet Basket namağlup ünvanımızı alıyor elimizden. 82-78 ilk yenilgi.
Rytas deplasmanında takım 75-81 galip geliyor.
Sonra Sinan Erdem'de oynayan bir Cibona Zagreb maçı var. 100-70 kazanıldı maç. Ama daha güzel şeyler de oldu. Maç rahatlayınca gençler girdiler oyuna. En az galibiyet kadar anlamlıydı.
Sonraki maç yine Sinan Erdem'de bu sefer Regal Barcelona'yla oynandı. Bu maç Barcelona için kazanılması zorunlu bir maçtı ve eksiklerine rağmen savruk oyunumuz sayesinde kazandılar. 69-75.
Bu da bütün sezon boyunca Yurolig'de 80 altında sayı yediğimiz halde kaybettiğimiz tek maç.
Sonra Siena'ya gittik. Ve bu senenin en kötü oyunu ve en farklı mağlubiyetiyle döndük. Ukic'in yokluğunda Greer'in ellerine kalan bir takım, oyun aklını yitirmiş-ayakta bile duramayan oyuncular. 94-65
Son maç içeride Cholet Basket'le oynandı. 93-61.
Ve sonuç olarak grubu Regal Barcelona'nın önünde ikinci bitirdik.
İkinci round yani Top 16 başlarken sıkıntılıydık. Çünkü Ömer-Kinsey-Tomas üçlüsü sürekli sakatlıklarla uğraşıyordu. Çıkıp oynasalar bile, sakat sakat oynadıklarını biliyorduk.
Top 16'de ilk maç Olympiakos'laydı. Geriye düştük, Yunan taraftarlara rağmen evinde çok uzun süredir maç kaybetmeyen önceki senenin finalistini yendik.
Maç iki. İçeride P.E. Valencia maçı. Bakılınca favori bizdik ama Avrupa'nın bana kalırsa en sert takımıyla oynadık. Savunma anlayışları inanılmaz. 75-73
Sonra evimizde Zalgiris'i ağırladık. Eski gücü olmasa da Litvanya ekolünün en önemli temsilcisi hala onlar. 80-72 kazandık maçı.
Zalgiris'e giderken Mirsad yoktu yanımızda. Maçtan önceki gece Ukic'i, maçta da Tomas'ı kaybettik. Ukic'in yokluğunda en çok aradığımız isim Engin oldu bence. Parkede oyun aklını, yeteneklerini, soğukkanlılığını soyunma odasında bırakmış bir Saras vardı çünkü. 85-84 mağlup olduk.
Olympiakos'la içeride oynadığımız maçı anlatmayacağım. Fark açılınca başlayan savruk hal, maçı kaybettirdi. 65-80
Ve ölüm-kalım maçı olan P.E. Valencia maçında takım tamamen kayboldu. Bu kadar kötü olduğumuz son maç Ukic'siz Siena maçıydı. Ve bu da kaybedildi. 82-68
Bu Top 8 göremeden elenmek demekti, evet.
Ama takımın kazandığı karakter seneye ve ondan sonra hedeflenen başarılarda başrol oynayacak. Bu sene yediğimiz tokatlar bu kadar. Seneye Final Four hayal değil. O zaman görüşmek üzere. Siz yediğimiz tokatları gelip yazarsınız artık.
12 Haziran 2011 14:17
Eklemeden edemeyeceğim birkaç şey var. Garip ama Galatasaray taraftarları arasında Fenerbahçe'yi küçümseyenler var. Bazı Galatasaray taraftarları var ki Rancik olsa biz de en az Ülker(!) kadar favori olurduk diyorlar. Biz sakatlarımıza rağmen Efes Pilsen'le de oynasak bu finali yine favori olacaktık.
Sürkli konuşulan sakatlık meselesine de değinmişler yukarıda ama;
Dört-beş numara rotasyonunun bana kalırsa en değerli adamları Vidmar ve Mirsad.
Kısa rotasyonunda Ömer ve Marko'nun yükünü hafifletecek, tempoyu arttıracak, takımı ateşleyecek, savunma direncini ve enerjiyi üst seviyede tutacak Kinsey.
Bütün sezon en çok çektiğimiz şey olan sahadaki kaos ve panik halinde yapılamayan hücum organizasyonu sıkıntısına çözüm olabilecek Engin. Şimdi bu gruba katılan Tomas'la birlikte şampiyonluğa oynayacak bir beş çıkıyor bizim sakatlardan.
Geçmişine saygı duyuyorum Galatasaray'ın ama bazı şeyleri görmeleri lazım. Evet mücadele takdire şayan ancak mücadele eden tek takım Galatasaray değil. Galatasaray şu an bulunduğu yerle başarılıdır. Katılırım. Ama bu nasıl bizim başarısızlığımız olmuş onu bilemedim. Kim başarılı gerçekte demişsiniz. Olin Edirne mesela. Bu sene muazzam işler yaptılar. Sistemleriyle, savunmalarıyla alkışı hak ettiler. Tabii olaya taraftar gözüyle bakarsanız siz bu başarıyı görmezsiniz belki.
Galatasaray'ın mücadelesini takdir ederim ama kendi takımımın mücadelesini, yeteneğini, seviyesini, başarısını küçümseyecek değilim. Her gün direnen biri çıktı bu takımda. Her gün başka biri kaldırdı ayağa takımı. Herkes üstüne düşeni yaptı. Siz bizi başarılı bulmamaya devam edin. Biz görülmesi gerekeni gördük.
Ve son not: Oğuz'un yaptığıyla ilgili konuşulanlara anlam veremiyorum. Ne adamlığı kaldı laf edilmedik, ne de şerefi. Ayıptır. Adam sevinmedi bile. Ama tabii yirmi dört saniye diye bir şey var ki onu unutmuş birileri. Neyse artık. Son üçlüğü de görmemişlerdir zaten Oğuz'a küfredenler.
Önceki yorumda ufak hatalar olabilir hatırladığım kadarını yazdım.
12 Haziran 2011 15:25
Alkım,
Anlamazlar, seri başlamadan önce bizim uzunlar Efes'in uzunlarından iyi dağıtırız diye geliyorlardı, şimdi sakatlıktan dert yanıyorlar. Perşembe günü yenilince Fenerbahçe olduk, dün itibariyle tekrardan Ülker olmuşuz. Yuh artık 5 sene oldu, Ülker dağıldı, bir kısmı bize geçti diğerleri başka takımlara, sahada o takımdan gelen sadece iki oyuncu var biri Ömer diğeri Oğuz ve Oğuz bizde Oğuz olmuştur.
Tahrik olmuşlar, ulan sizi 8 yaşında babasının yanında Fenerbahçe formasıyla maça gelen çocuk tahrik etti, 10000 tane ağzından salyalar akan sürü utanmasa o çocuğa saldıracaklardı. Şu ligin en çirkef hocasına sahipler, Ergin Ataman bile yanında masum kalır, buna rağmen hala bize ahlak, adamlık öğretmeye çalışıyorlar. Siz gidin taraftara hareket çeken Tutku'ya, resmen sakatlamak için faul yapan Haluk ve Ermal'a ve kocaman bir camiayı küçük bir şehir takımının üstüne çullandıran centilmen hocanıza adamlık öğretin.
12 Haziran 2011 17:48
gsli arkadaslarin yorumlarini gorunce zannedersin ki biz rasimle zekiyle oynarken kendileri avrupada ve turkiyede yeri yerinden oynatiyordu. Bir de siz kisa pantolonla gezerken bu takim korac sampiyonu efesi korac ceyrek finalinde 20 sayi farkla yeniyor, 98`de euroligde o sezonun sampiyonu zalgirise tek maglubiyetini tattiriyordu ustelik sponsorsuz.90-91 sezonundan sonraki puan durumlarina baktim 20 sezonda gs Fenerbahce`yi yalnizca 4 kere gecmis. tabi yenilmez armada.
13 Haziran 2011 01:16
Bizim bütçemiz şöyle, sizin bütçeniz şöyle, bizim takım şöyle, sizin takım böyle, bıdı bıdı bıdı.
- Ulan biz o bütçeyi kıçımızdan mı çıkardık. Git yönetimine söyle, kafamıza kafamıza smacı basıyorlar bu bütçe ne de, bana neden sunuyorsun bunları.
Hayatımda böyle saçma savunma görmedim. Neymiş takım daha kaliteliymiş, lan valla işiniz gücünüz yok mu sizin bi gidin Allah aşkına. Ne yapalım, 6S ezilmesin diye pafla mı çıkalım? Tabi daha kaliteli olacak takım.
İyi valla 6s nin bogdan kadrosunun suçlusu biz olduk. Git burda ağlayana kadar Tutku'ya yaz twitter dan, siz neden kaliteli değilsiniz panpa de, niye yiyonuz kafanıza kafanıza smaçları de, sor bunları.
Adamlara bak ya, neymiş bizim bütçemiz fazlaymış, takımımız daha kaliteliymiş. Ya ne olacağıdı? -Bu da kulübün başarısı değil mi?
Kadro ve bütçe olarak altımızda ezilmeniz sizin başarısızlığınız değil mi?
Bunlar yine kaşınıyor, acil lisans çıkartıp Volkan'ı oynatalım son maçta, kıçıyla basket atsın eziklere.
13 Haziran 2011 10:39
Anlamıyorum, anlayamıyorum birisi bana anlatsın.. Her maç kafalarına kafalarına yiyen adamlar nasıl bu kadar sahip çıkıyorlar bu "yenilmez armada" masalına.. Çok ama çok ciddi eziklik veyahut zeka problemi belirtisi bu.
13 Haziran 2011 13:51
Tartışmada bir kelimeye takıldım direnç demiş arkadaş. 5 Eksik oyuncusu olan bir takımdan deplasmanda 20 küsür fark yemişsin. Kendi sahasında bir maçı uzatmada kazanmış ve diğerini 11 sayı ile kaybetmişsin.Kusura bakma da bir final maçı oynuyorsun ve helal olsun dirençliler diyerek sevinebiliyorsun. Ben final maçlarında bu kadar fark hiç görmedim kusura bakma. Mrsiçin son saniye atışı ile Mirsad'ın aldığı ribaunt ile maç kazandığımız finalleri düşününce çok zayıfsınız.Bahsettiğiniz dirençli takım play-oflarda olin edirne ile eşleşmemek için kendi sahasında mağlup olmuş takımdır.Koskoca Galatasaray'a bak !!!
13 Haziran 2011 13:58
Bu arada Anti Fenerbahçe atkısı çok ilginç bir görüntü. Düşman bellediğin takımın ismini sarı kırmızı şekilde boynunda taşımandan bir çok anlam çıkarılabilir.En uzun ve gerçekten söylenmesi gereken şekilde yazılmış.Tabi bu arada görmedim ama bunun tersini yapan bence yarım akıllı insanlar da varsa söylediklerim onlarıda bağlar.
13 Haziran 2011 19:49
Normal sezonda bile sekiz (8) tane mağlubiyeti olan bir "yenilmez" armada... Vay anasını...
Bu iş "Biz de biliyoruz o zamanlarla bu zamanların alakası olmadığını. Artı motivasyon, maziyi yad etme olarak bakıyoruz olaya" şeklinde gitse, yine bir nebzeydi ama her zamanki gibi "Kendi söylediğimiz mübalağaya kendimiz bile öyle bir inanırız ki" minvalinde gidince pek bir şeye benzemedi.
14 Haziran 2011 02:00
"YENILMIS ARMADANIN DAVASI OLMAZ."
Lan? Ahahahahha....
14 Haziran 2011 22:04
Of. Bir baktim da 120bin karakter yazi yazmisiz adamin birine; keyifle bir basket muhabbeti yapilmamis..
Haliyle derin ve asilamaz bir eziklik var GS taraftarinda. Sebep bir degil, bin. O denli ki kendilerini dogruladiklari avrupa sampiyonu masalina, kendileri inanamiyorlar.
Ama onlara laf yetistirmekle omur gecmez.
Daha uc dakika once besinci maci onlara kaybettik. Yine de piril piril olan Fenerbahce...;)
En fazla sampiyon olurlar. Ama Fenerbahce olamazlar. Bunla nasil basetsinler ki! :)